ENFLASYONDA UYUŞMAYAN BEKLENTİLER
Beklenti kavramı gerek ekonomide gerekse de finansta en önemli kavramlardan birisidir.
Beklenti nedir? Kısaca gelecekte olacak bir olay veya durum hakkında kişinin öngörüsüdür.
Yani kişinin gelecek hakkındaki tahminidir.
Peki beklenti nasıl oluşur?
Daha derine inersek beklenti, karar alıcı kişinin, mevcut zamana kadar elinde oluşmuş tüm bilgi kümesini kullanarak, daha ileri bir zamanda oluşması beklenen bir olay veya durum hakkındaki görüşü diyebiliriz.
Yani gelecekteki bir olay veya duruma ilişkin bugünden tahmin yapıyor, bunu yaparken de bugüne kadar elimizdeki tüm doneleri, bilgileri kullanarak hareket ediyoruz.
Tabii, herkesin elindeki bilgileri işlemek için farklı bir bakış açısı var. Buna da kısaca muhtemel olay/durumlara olasılık atama diyebiliriz fakat fazla tekniğine girmeyeceğim.
Aslında günlük hayatta sürekli beklentiler oluşturuyoruz. Özellikle finansçılar, borsacılar sürekli gelecek hakkında beklenti oluşturur.
Zaten piyasaların mantığı da budur. Piyasalarda beklentiler alınır, beklentiler satılır…
Ekonomide de sürekli beklentiler oluşturulur. Çünkü gelecek belirsizdir ve geleceği tahmin etmeye çalışırız. Böylece karar alıcılar karar alır, yatırımcı yatırımını yapar, tüccar mal alır, iş adamı işini yapar vesaire…
Herkesin veya her grubun beklentisi tabii farklıdır. Herkes aynı şeyi beklese ortada ekonomi de olmaz piyasada da.
Örneğin borsada herkes A hissesinin X liraya gitmesini beklerse, ortada piyasa olmaz… Zaten o malın değer X olur ve piyasa diye bir şey olmaz…
Sanırım beklenti kavramının ekonomi ve finans dünyası açısından önemini kavradık. Beklentiler ekonominin bel kemiğidir, sistemin dönmesini sağlayan çarktır.
Fakat beklentiler birbirimizden ne kadar ayrışmalıyız, o da muamma…
Bakın yukarıda TCMB’nin yayınladığı enflasyon beklentileri var.
TCMB 3 gruba sormuş: 12 ay sonrasında enflasyonu ne bekliyorsunuz?
Gruplar: Piyasa Katılımcıları, Reel Sektör, Hanehalkı.
Kim bunlar? İlki piyasa uzmanları finansçı ekonomistler, ikincisi reel sektör – iş dünyası, üçüncüsü ise millet.
Peki grafikten gördüğümüz şey nedir?
1 yıl sonrası için enflasyonu:
Millet 71,6% bekliyor – reel sektör 51,1% bekliyor – piyasa uzmanları 27,5% bekliyor.
İnanılmaz bir ayrışma…
Sanarsınız hepsi aynı ülkede yaşamıyor, aynı markete aynı mağazaya gitmiyor, aynı pazara çarşıya çıkmıyorlar.
Siz kardeşsiniz diyesim geliyor. Yav bu insanların hepsi aynı ülkede yaşıyor bu ayrışma nedir?
Milletin enflasyon beklentisi piyasa uzmanlarının tam 2.6 KATI
Reel sektörün beklentisi piyasanın 1.85 KATI
Milletin beklentisi sektörün 1.4 KATI
Herkes ayrı bir dünya bekliyor…
Bakın ekonomi beklentileri oluşturur… Fakat beklentiler ekonomiyi şekillendirir…
Şunu demek istiyorum: İnsanlar beklentileri doğrultusunda hareket eder!!!
Biri anyayı biri konyayı bekliyorsa biri anyaya gider öteki konyaya….
Hanehalkı yüksek enflasyon bekliyorsa ekonomik kararlarını bu yönde alacaktır…
Reel sektör üretimini bu doğrultuda yürütecektir…
Piyasa varlık fiyatlarını, yatırım kararlarını, kredi kararlarını buna göre şekillendirecektir…
Tamam hepimiz aynı şeyi beklemeyelim ki piyasa diye bir şey var olsun diyoruz,
AMA
Bu kadar da farklılaşılması ne kadar sağlıklı?
Ben yanıtlıyım SAĞLIKLI DEĞİL.
Çünkü herkesin kendi beklentisine göre hareket ettiği yerde, beklentiler bu kadar absürt farklılaşırsa ekonomi toparlanamaz…
Hanehalkı yüksek enflasyon bekleyip tüketim yapmazsa, harcamalarını kısarsa,
Reel sektör yüksek fakat düşüşte olan bir enflasyon trendi öngörüp üretimini artırmayı seçerse,
Piyasa katılımcıları enflasyonun dibe vuracağını bekleyip ona göre yatırıma boğarsa…
Biz ekonomide kopan “Linkleri” nasıl bağlayacağız?
Son olarak hanehalkına değinmek istiyorum. Önceki grafiğe ek olarak yukarıdakini de değerlendirelim. Bu grafik tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin hanehalkı beklentileri.
Grafikten gördüğümüz şudur: Tüketicilerin enflasyonun düşeceğine olan inancı her geçen gün AZALIYOR…
Niye? Çünkü insanları alıştırdılar…
Yıllardır yüksek enflasyon yaşata yaşata insanlar artık fiyatların aynı kalacağı, düşeceği veya enflasyonun azalacağına olan inancı kalmamış.
Milletin her geçen gün daha büyük bir kesimi fiyatların sonsuza kadar artacağına inanmaya başladı… Tabi ki bu mümkün değil.
Fakat yeterince insan buna inanırsa, o zaman “beklentiler” şekillenir…
Sevgiyle kalın.