ÜNLÜ HAZİNECİ ERDEN ARMAĞAN ER YAZIYOR: TCMB hem TL piyasalarda hem de Vadeli Döviz Piyasalarında canla başla USD/TL paritesindeki dalgalanma ile mücadele ederken, neden Kamu Banka ve Finans Kurumları vadeli piyasalarda alım yapıyor?
EKRAN GÖRÜNTÜSÜ VERİLEN VİOP USDTRY SAYFALARININ 10,05,2019 TARİHLİ TAKAS BİLGİLERİ
Bir çok okuyucumuzun, yukarıdaki tabloları neden yazının başına koyduğumuza ilişkin aklında bir dolu soru işaretleri oluştuğuna eminiz ve elimizden geldiğince bu sorulara bu yazı çerçevesinde yanıtlar bulmaya çalışacağız.Öncelikle yukarıda yer alan tablolar ne anlam ifade etmektedir, isterseniz buradan başlayalım.
Tablo-1 : VİOP’da vade sonu 30 Haziran 2019 olan USD/TL vadeli işlem sözleşmesine ait 10 Mayıs 2019 tarihine ait işlemlerin takas bilgilerini göstermektedir. Tablonun SOL kısmı ALAN Kurumlara, SAĞ kısmı ise SATAN Kurumlara aittir. Lot miktarı, fiyat ve işlem payları (% olarak) sınıflandırılmış her kurumun hizasındaki sütunlarda listelenmiştir. Dikkatinizi çekeceği üzere 4 adet Tablo mevcuttur. Bunun sebebi, 4 ayrı işlem vadesinin olmasıdır. Sırasıyla Tablo-1: USDTRY 0619, Tablo-2 : USDTRY0819, Tablo-3 : USDTRY1019 ve Tablo-4 : USDTRY1219 vadelerinde gerçekleşen işlemlerin takasını göstermektedir.
VİOP Takas sayfalarına ait ekran görüntülerinin hemen altında yer alan tablolar ise, bizim bu verileri kullanarak kaleme aldığımız yazımızı rakamlarla desteklemek üzere oluşturduğumuz excel tablolarıdır. Siz okurlarımızın işlerini kolaylaştırabilmek adına hazırladığımız excel tabloları, VİOP ekran görüntülerindeki rakamları baz almakta ve ulaşmak istediğimiz toplam rakamlarda bizlere yardımcı olmaktadır. Pek de rastlanılmayan bu yönteme başvurmamızın nedeni, iddia konusu tezlerimizi rakamlar ve verilerle destekleyebilmek ve siz değerli okurlarımızı bu zahmetten alıkoymaktır.
Tablolarda Yer Alan Rakamlar Neyi İfade Ediyor?
Yukarıda serdettiğimiz tablolar Kamu banka ve aracı kurumları ile TCMB’nın aktif ve etkin biçimde VİOP DOLAR/TL kotasyonlarında pozisyon aldıklarını göstermektedir. Bu agresif tutumun nedenlerine geçmeden önce, isterseniz tablolarda yer alan rakamlar bize ne ifade ediyor evvela ona bir göz atalım. Öncelikle söylemek gerekir ki, Satış tarafında neredeyse TCMB her dört vadeli işlem kontratında net ve tek satıcı konumundadır. TCMB’nın açık kontratlarının ortalama fiyatı (vade ve ve faiz farkları dikkate alınmaksızın), 6,047 TL ve lot miktarı 2,847,096 adettir. Bir başka deyişle TCMB (1 Lot=1000 USD olduğundan hareketle) yaklaşık 3 milyar USD tutarında satış yapmış görünmektedir.Söz konusu bu rakam vadeli USD/TRY kontratlarının %99’dan fazlasına tekabül etmektedir. Başka bir açıdan değerlendirdiğimizde, TCMB satıcı konumunda olmasa vadeli kontrat fiyatlarının nerede olacağına ilişkin bir tahmin yürütmek neredeyse imkansızdır. Buna mukabil Tablonun alış tarafında da bir Kamu Banka ve Aracı kurumları ağırlığı gözlemlenmektedir. Her üç kamu banka ve aracı kurumunun her 4 vadeli USD/TRY kontratında sahip oldukları açık pozisyonların adedi 1,441,071 lot ve ortalama fiyatı ( vade ve faiz farkları dikkate alınmaksızın) 6,31 TL’dir. Kamu kurumlarının her 4 vadedeki paylarının oranı yaklaşık %60 civarındadır. Kamu kurumlarının alış yönünde aldıkları açık pozisyonların toplam tutarı yaklaşık 1,5 Milyar USD civarında hesap edilebilir.
Kamu Bankaları Neden Vadeli İşlemlerde USD alıyor?
Açıklamaya çalıştığımız tablolardaki rakamların ışığında, ortaya yanıtlanması gereken başka bazı soruların çıktığı aşikardır. VİOP USD/TRY Kontratlarında ALICI konumundaki Kamu kurumları neden bu yönde pozisyon almış olabilirler? TCMB hem TL piyasalarda hem de Vadeli Döviz Piyasalarında canla başla USD/TL paritesindeki dalgalanma ile mücadele ederken, neden Kamu Banka ve Finans Kurumları vadeli piyasalarda alım yönünde pozisyon almışlardır?
Bu sorulara verilecek yanıtları sanırız geçtiğimiz hafta yaşadığımız olayların gelişim sürecinde bulma şansımız olacaktır. 6 Mayıs tarihinde , YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal ettiğine ilişkin haberin çıkmasının ardından USD/TL paritesinin 6,25 seviyesine kadar çıkması ile birlikte, Kamu banka ve aracı kurumlarının hafta ortasından itibaren hem spot döviz piyasasında hem de vadeli döviz piyasalarında daha akif olmaya başladıklarını gözlemliyoruz. Hafta boyunca 6,15-6,25 arasında seyreden kurlara TCMB’nın nasıl müdahale edeceği beklenirken, Perşembe günü akşamından itibaren USD/TRY paritesinde bir yavaşlama gözlemlendi. Reuters Haber Ajansına göre, Kamu Bankalarının spot piyasada döviz satışı yaptıkları iddia edilmiş, özellikle de piyasaların kapanış saatinden sonra, işlem hacminin sığlaştığı Asya piyasalarında 1 milyar USD civarında satış gerçekleştirdikleri duyurulmuştu.Cuma günü Türk piyasalarının kapanışından sonra bu satışlara, fiyat düşürme hedefi ile devam edildiği ve toplam satış miktarının 4,5 milyar USD tutarına ulaştığı iddia edilmişti. USD/TRY paritesinin 5,98 seviyesine düştüğünü dikkate alırsak, durumun gerçek olduğu ve iddiaların ötesine geçtiği sonucuna varabiliriz.Vadeli Döviz Piyasasındaki alış yönünde aldıkları pozisyonlarının sebebinin de, spot piyasalarda yaptıkları döviz satış işlemlerini riskten koruma amaçlı olduğu sonucuna varmak sanırız yanlış olmaz.
TCMB Döviz Rezervlerini Kamu Bankaları Eliyle mi Satıyor?
Ağustos 2018’den bu yana VİOP USDTRY Piyasasında tek satıcı konumunda olan TCMB, döviz rezervlerindeki azalışın nedeni ile ilgili soruları bugüne değin açıklamaktan imtina etmişti. Anlaşılmaktadır ki, İstanbul seçimlerinin yenilenmesi bütün planları bozmuş, sahip olduğuı tüm kurşunları harcamak ve her geçen gün derinleşmekte olan krize karşı alınması gereken önlemlerin gecikmesine rağmen aldıkları talimat gereği kazanmaları mümkün olmayan bir mücadeleyi sürdürmeyi göze almış görünmektedir. Geçmiş yıllarda TCMB’nın , faizleri arttırmamak adına gerçekleştirdiği , piyasaların kafasını karıştırmaya yönelik Dolambaçlı Para Politikası Araçlarını kullanma yöntemlerine, kamu banka ve aracı kurumları da alet edilerek “Döviz Rezervleri’ni yabancılara satıyorlar” ithamından kurtulmak için tahminimizce bu kez Döviz Piyasalarında başvurulmaktadır. Ancak ne yazık ki bu yöntem, ülkemizin zaten kısıtlı olan kaynaklarının boşa sarf edilmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır. Enflasyon Hedeflemesi uygulayan Merkez Bankalarının elinde ne yazık ki hem faizi hem de döviz kurunu aynı anda kontrol etmelerine olanak veren politika araçları bulunmamaktadır. Yani hem faiz oranlarının hem de döviz kurlarının kontrolü mümkün değildir. Eskilerin deyimiyle, “ Ya yardan ya serden ” vaz geçmek durumundadır.
Sonuç olarak; Normal şartlar altında, Maliye Politikası önlemlerini de kapsayan top yekün bir “Ekonomik İstikrar Paketi” ile birlikte elde edilebilecek bu türden Para ve Döviz Piyasası operasyonlarının, başarılı olma şansı günden güne azalmaktadır. Zira Kamu Maliyesi, üst üste yapılan seçimler nedeniyle bir türlü harcamaları kısacak yöntemleri uygulamaya koyma iradesi gösterememektedir. Dolayısı ile, ne döviz kurlarının, ne faiz oranlarının ne de enflasyonun mevcut seviyeleri daha yukarı gitmeden bir “Dengelenme Süreci” ne girdiğimizi söylemek de haliyle mümkün olamayacaktır.
Erden Armağan ER
erdener1970@gmail.com
Konut Almak İçin o Gün Bugün mü?
Sıkılaşma sürecinde olağan şekilde konut fiyatları reel olarak süreklilik gösterir şekilde düştü. İnşaat maliyetleri ise reel olarak düşmeye başladı. Bana...