19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda keşke gençlerimiz mutlu diyebilseydik. Ama TÜİK’in ”İstatistiklerle Gençlik” verilerine göre gençlerimizin çoğu mutsuz.
15-24 yaşındaki genç nüfus içinde kendini mutlu olarak beyan edenlerin oranı 2020 yılında yüzde 47,2 iken 2021 yılında yüzde 44,5’e geriledi.
Türkiye’nin genç nüfus avantajı hâlâ yüksek; 2008 yılında toplam nüfus içindeki payı yüzde 17,4 iken, 2021 yılında yüzde 15,3’e geriledi. Ama AB ortalaması olan yüzde 10,6’dan daha yüksektir.
AB’ye giriş için Türkiye’nin genç nüfusu hâlâ avantajdır. Eğer 2004 yılındaki iktidar aklı devam etseydi, Türkiye, AB’ye çoktan girmişti. Eğer AB’ye girebilseydik bugün, demokraside, hukukta ve ekonomide kriz yaşamıyor olacaktık. Beyin göçü ile gençlerimizi de kaybetmemiş olacaktık.
Gençler neden mutsuz?
1- 2020 Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile gerçekleştirilen en kapsamlı “Gençlik Araştırması”nın sonuçlarına göre gençlerin yüzde 76’sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor.
Aynı araştırmaya göre; “Neden başka bir ülkede yaşamak istiyorsunuz” sorusuna ise gençlerin yüzde olarak;
* 59’ü “daha iyi bir gelecek”,
* 14.6’sı “daha huzurlu hayat”,
* 21’i ise “adalet/eşitlik ve diğer nedenler”,
cevabını veriyor.
2- Gençlerimiz işsiz ve eğitimsiz kaldı.
2022 ilk çeyrek verilerine göre, gençler arasında açıklanan işsizlik oranı yüzde 21,1’dir. Ne işte ne eğitimde olanların oranı yüzde 24,7’dir.
2000 yılında Türkiye’de gençler arasında işsizlik oranı OECD ülkeleri ortalamasına eşit gibiydi. OECD’de yüzde 12,8, Türkiye’de 13,1 idi. Sonrasında giderek arayı açtık. 2020 yılında OECD ortalaması yüzde 16,2 olurken, Türkiye’de bu oran yüzde 26,1 oldu.
Öte yandan OECD ülkeleri içinde ”ne eğitimde ne işte olanların oranı”nın en yüksek olduğu ülke yine Türkiye’dir. OECD 2020 verilerine göre, OECD ülkelerinde eğitimde ya da istihdamda olmayanların ortalama oranı yüzde 17, AB ortalaması yüzde 15 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 28’e çıkmıştı. Bugün de yüzde 24,7’dir.
Bugünkü iktidar eğitimi, ideolojik çizgiye soktu. Herkesi imam hatip okullarına gitmeye zorladı. Devleti parti devleti yaptı. Üniversiteleri de partiye bağladı.
Siyasi iktidarı bu çizgiye Siyasal İslam zorladı. KHÜ, Türkiye Eğilimleri-2020 Kantitatif Araştırma Raporu’nda Türk halkının siyasi yelpazedeki yerini tespit etmek için yapılan ankette kendilerini Siyasal İslamcı olarak tarif edenlerin oranı yüzde 8,9’dur. Buna rağmen eğitim ve sağlığa tarikatların etkisi yüksektir. Siyasi iktidar da bu azınlığın güdümünde kaldıkça oy kaybediyor.
Aslında gençlerimizi baş üstünde tutmalıyız ve korumalıyız. Zira genç nüfus ekonomide dinamik güçtür. Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir imkândır. Batı ülkeleri yaşlanırken, Türkiye gençleşmektedir. Kaldı ki; işsiz ve eğitimsiz gençler, ideolojik gruplar tarafından daha kolay istismar edilir.