Düşen kârlılık, azalan kredi iştahı ve artan sorunlu krediler nedeniyle bankacılık sektörü zorlanıyor. Tersten esen bu rüzgarlara bankalar, uzun bir aradan sonra şube ve personel sayısını azaltarak karşı koymaya çalışıyor. İşte bankaların çıkarttığı personel sayısı:
Bankalar Birliği verilerine göre Mart 2016 itibariyle bankacılık sektörü bir önceki yıla göre 858 personel azaltırken 51 şube kapattı. Ancak bu rakamlar yanıltıcı olabilir. Az sonra detaylı işleyeceğim gibi, kamu bankaların yoğun personel alımı sorunun gerçek boyutunu kapatıyor.
O yüzde adım adım gidelim. En çok şube ve personel kapatan bankalar özel ve yabancı sermayeli bankalardan geliyor.
Akbank hem personel hem de şube kapatmada birinci sırada yer alıyor. Banka, son yılda 990 kişiyi işten çıkarırken, tam 76 şubesini kapattı. Geçen yıl Akbank’ın personel çıkarmaya başladığı yönünde haberler aldığımda banka yetkilileri ile görüştüm. Kendileri, kadrolu güvenlik görevlilerini işten çıkardıklarını çünkü güvenlik görevini başka bir şirkete verdiklerini açıklamışlardı. Ancak bu açıklamanın gerçeğin tamamını ortaya koymadığını son verilerle görüyoruz. Çünkü son verilerle bankanın 76 şubeyi kapatması daha kapsamlı bir küçülmeye gittiğini gösteriyor.
Akbank’ı ING, HSBC, Alternatif Bank gibi yabancı sermayeli bankalar izliyor. Halkbank personel azaltan tek kamu bankası olarak dikkat çekiyor.
En çok şube kapatan bankalar ise sırasıyla Akbank, Denizbank, Finansbank, TEB, Şekerbank ve Yapı Kredi izliyor.
Bu iki veriye baktığımızda Akbank ve yabancı sermayeli bankaların daha agresif bir küçülme politikası izlediği görülüyor.
Gelelim kamu bankalarına… Özellikle Ziraat sektörün geneli için durumu kurtaracak nitelikte bir büyüme politikasına yönlenmiş görünüyor. Ziraat Bankası bir yılda tam 1.164 yeni istihdam sağladı. Bunu yaparken 87 yeni şube açtı. Vakıflar Bankası 20 şube açıp 271 kişiye istihdam sağladı. Dolayısıyla kamu bankaları hariç bakıldığında sektörde ciddi bir küçülme yaşandığını görüyoruz.
Bu küçülmenin en büyük sorumlusu elbette gerileyen karlılık. Bankaların özsermaye karlılığının 2009’dan bu yana sürekli düşmesi dikkat çekiyor. Özsermaye karlılığı 2016 Mart itibariyle yüzde 3,1 seviyesine indi. Burada bir noktaya daha dikkat çekmek gerekiyor. Bu oran sektörün genel ortalaması. En büyük 10 banka özelinde bakmak –sektörü bu bankalar domine ediyor- karlılıktaki düşüş daha büyük. Bir örnek: Bu bankalardan çoğunun özsermaye karlılığı 2007 yılında yüzde 20’leri geçmişti.
Kredi artış hızı yavaşlarken sorunlu kredilerdeki artış da sektörü zor durumda bırakıyor. Mart itibariyle sektörün sorunlu kredi oranı yüzde 3,28 düzeyinde bulunuyor. Bu oran 2010’dan bu yana en yüksek düzey. Ve yine bi hatırlatma: Bankalar sorunlu kredilerinin bir bölümünü varlık yönetim şirketlerine satarak bilançolarından çıkarıyor. Bazı analistler gerçek oranının yüzde 6’nın üzerinde olduğunu hesaplıyor.
2016 da bankacılık için parlak bir yıl olmayacak gibi görünüyor. Bir analist yorumu ile yazıyı tekrar dönüp işlemek kaydıyla bitirelim. Deniz Yatırım Bankacılık Analisti Sadettin Bağcı: Ekonomik gidişat bankacılıkta karlılığın daha da düşebileceğini gösteriyor. Bankaların daha fazla küçülmeye gitmesini bekliyorum.
Kaynak: Paraanaliz/Kerim Karakaya
İş Bankası’nda üst düzey atama
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu toplantısında, Başkent Kurumsal Şube Müdürü Mehmet Türk’ün, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na gerekli bildirimlerin yapılması...