Bankaların referans kirliliği can yakmaya devam ediyor. Bankaların bu ahlaksızlığı bana bir dönem yeterince kavçuk toplamadıği için Belçikalı sömürgeciler tarafından elleri kesilen Kongolu çocukları hatırlattı. Arada fark var mı?
Suzan C. Bankacı ve işsiz.
Tıpkı Murat K. gibi.
İsimler yüzlerce değil binlerce.
Hepsi referans terörünün kurbanı.
Referans kirliliği bankacıların en çok korktuğu terör. Ondan korktukları kadar ne trafik tetöründen ne de IŞİD‘in bombalı teröründen korkuyorlar. Çünkü o terör bir defada vuruyor öldürüyor. Referans terörü ise açlığa mahkum ediyor. Süründürüyor. İnsanı insanca yaşamaktan alıkoyuyor.
Bir anne geçtiğimiz aylarda referans terörüne kurban giden kızının yaşadıklarını protesto etmek için önce bankanın kristal bir kuleyi andıran genel müdürlük binasının önünde eylem yapıyor. Bakıyor halen duyarsızlar sonra açlık grevine başlıyor. Durumun ciddi olduğunu gören banka olayı kapatmak için alel acele anne ile pazarlığa oturuyor.
Nedir bu referans terörü?
Krizi bahane eden ve yıllarca kendisine hizmet edip emek veren insanları bir günde kapıya koyan bankaların kullandıkları bir yöntem.
Dahası terör yöntemi.
Tıpkı teröristlerin kullandığı silah, bomba ve molotof gibi bir araç.
Banka işten çıkarttıkları personel bir başka yerde çalışmak isterse hakkında kötü referans veriyor. Akla hayale gelmeyecek iftiralar atıyor.
Bunu neden yapıyor?
Daha önce kendisine kazandırdığı müşterileri gideceği bankaya götürmesini engellemek için.
Ahlaksızca bir yöntem. Bu yöntem bugün binlerce bankacıyı açlığa mahkum etmiş bir durumdu.
Referans törürüne başvuranlar genelde bankaların insan kaynakları birimi. Ya da daha önce çalıştığı şubenin bağlı bulunduğu bölge müdürlüğündeki müdür veya diğer yöneticiler.
Semra T, tecrübeli bir bankacı. Bu işin eğitimini görmüş. Hayatı hep başarılarılarla dolu. Ancak son dönemde yaşanan ekonomik daralma bankanın acımasızca ve en önemlisi ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan hedefleri yüzünden işten çıkartılmış.
Eğitimine ve iş tecrübesine güvenen Semra T, hemen bir başka bankaya iş için başvurur. Banka Semra T’yi beğenir ve anlaşma yapar. Sıra gelir referansa yani, daha önce çalıştığı yabancı sermayeli bankayı aramaya. Oradan gelen bilgiler ışığında bu bankanın değil Semra T’yi işe alması önünden bile geçirmemelidir. O kadar kötü referans verilir.
Banka bu tecrübeli insanı hakkında verilen kötü referanstan dolayı işe almayı kabul etmez.
Diğer 6 bankada aynı kaderi yaşar.
Bu bankacı eski çalıştığı bankada ne yapmıştı ki hakkında bu kadar kötü referans verilmişti?
Hırsızlık mı, zimmetine para mı geçirmişti? Yoksa ahlaksızlık mı yapmıştı?
Hiç biri! Sadece 17 yıl 6 ay başarı ile gerçekleştirdiği sigorta hedefini son 6 ayda tutturamamıştı. Eğitimi, kariyeri ve hayelleri bankaların bu ahlaksız terörüne kurban gider.
Semra T bugün kapı kapı dolaşıp kozmetik ürünler satarak hayatını kazanmaya çalışıyor. Çünkü bakmakla yükümlü olduğu bir çocuğu var.
Semra T veya Mehmet A, isimler binleri geçiyor.
Referans kirliliği ya da terörü bu ülkenin değerli insan kaynağını harcayıp yok ediyor. Bir iki yabancı sermayeli bankanın başlattığı bu ahlaksız uygulamayı bugün bir çok banka gayri resmi olarak kullanıyor. Bu uygulama kapalı kapılar arkasından resmi yazışma ile değil telefon ve benzeri yöntemle yapıyorlar.
Bankaların bu ahlaksızlığı bana bir dönem yeterince kavçuk toplamadıği için Belçikalı sömürgeciler tarafından elleri kesilen Kongolu çocukları hatırlattı.
Bu ülkede çalışanları düşünen bir bakanlık var ise bu ülkemizdeki bu Belçikalıların kol kesme ahlaksızlığına bir son vermeli.
Kaynak: Referansla kararan hayatlar – Remzi ÖZDEMİR-YENİÇAĞ GAZETESİ
Fitch’den Enflasyon muhasebesinin askıya alınması açıklaması
Fitch Ratings, BDDK'nın banka dışı finans kuruluşları için enflasyon muhasebesi uygulamasını askıya alma kararının, Türk banka dışı finansal kuruluşların (BDFK)...