İçinde insan değeri olmayan bankaların değeri ne kadar? hanife Serter bu kez çok farklı bir bakış açısı ile Türk bankacılık sektörünü yazdı.
Hayır hayır..
Milyar dolarlar cinsinden değerini demiyorum.
Ya da hisse değerinden bahsetmiyorum.
Marka değerleri de değil öğrenmek istediğim.
Doğrusunu isterseniz bunların hiçbiri umurumda değil. Beni ilgilendiren kurum içindeki “ ahlaki, insani, vicdani, kültürel..” değerleri….Var mı ? Varsa nedir ?
İnsanların dünyaya bakışını, başka insanları ve olayları algılayışını, yorumlayışını etkileyen en temel kavramlardan biri değerleridir. Yani bir insanın yaşamında en çok önem verdiği meseleler onun ” değerler” kümesini oluşturur.
Özgürlük, adalet, güven, yardımlaşma, aile, sağlık, arkadaşlık, başarı, güç, para,
Cesaret, sadakat, affetme, paylaşma, cömertlik, alçakgönüllülük, macera…
Liste uzar gider. Bir insanın temel ” değerlerini” farketmek , anlamak, öğrenmek isterseniz onunla tanıştıktan sonra ilk on dakikada size nelerden bahsettiğine bakın derler. Aile değeri yüksek olan kişiler çocuğundan, eşinden, anne babasından ya da kardeşinden bahseder örneğin bir şekilde. “Sağlık” değeri yüksek olanlar mutlaka bu konu ile ilgili birkaç cümle eder.
Özgürlük değeri yüksek olanların da sözlerinin içinde bir yerde duyabilirsiniz bu arzusunu. “Keşke gidebilsem” der kimisi, kimisi ” ah bir uçabilsem..” Yardımseverlik değeri yüksek olanları hemen anlarsınız, size nasıl yardım edebileceğini sorgulamaya başlamıştır bile. Güven değeri yüksek olanlar, başta biraz temkinli dururlar, sorar, soruşturur gibi konuşurlar belki, öyle kolay kolay açılamazlar.
Para değeri yüksek olanları da anlamak kolaydır çoğu zaman. Kısa sürede “ kaç para ?” diye sormaya başlarlar. İlk on dakika çok önemlidir kısacası. Yeterince konuşmasına izin verirseniz insanlar mutlaka kendi dünyalarını size açarlar ve kendi dünyalarında en çok yer etmiş olan sözcüklerle konuşmaya başlarlar. Onlar çocuğun derslerinden, okulundan, arkadaş probleminden bahsederken siz anlarsınız ki karşınızdaki “ aile” değeri yüksek biri..
İnsanlar bu binbir çeşit değerin değişik varyasyonlarda, değişik oranlarda bir araya gelmesinden meydana gelmiştir işte. O yüzden her bir birey eşsizdir, herkesin dünyası birbirinden ayrıdır. Karmaşıktır.
Özeldir.
O yüzden insan, robotlar tarafından kolay kolay taklit edilemeyecek ve anlaşılamayacak kadar eşsiz bir varlıktır. Yine de çoğunun ortak değerleri, ortak noktaları vardır. O ortak değerlerde buluşanlar da genelde ya çok iyi arkadaş, sevgili, eş ya da iş ortağıdır…
Baştaki soruma dönersek, bu gözle bakıldığında o milyonlarca hatta milyarlarca dolar eden kurumların, bankaların değeri var mıdır ?
“Özgürlüğe” önem verirler mi örneğin, izin verirler mi insanların özgürce işini yapmasına ? Ya da reklamını yapmak dışında yardımlaşmaya değer verirler mi, arkadaşına “ yardım” etmek takdir edilir mi mesela ? “Güven” verirler mi çalışanlarına ? “Sen çalış, işini iyi yap, ben hep senin arkandayım” derler mi laf arasında ? ” Aile” gibi hissettiren kurumlar kaldı mı artık ? ” Baba” gibi yöneticiler ya da ” kardeşten yakın çalışma arkadaşlarınız var mı bankada ? Peki ya “sağlık” değeri ? Özel sigortanız var belki ama çalıştığınız işyeri gerçekten önem ve değer veriyor mu sizin sağlığınıza ? Peki ya eşitlik, adalet ? Terfi sistemleri, verilen hedefler içinize siniyor mu, uykularınızı mı kaçırıyor yoksa ?
Temel değerleriniz içinde, bunlardan biri ya da birkaçı varsa çalıştığınız o kurumlarda Mutlu olmanız ne yazık ki imkansız.
Kurumunuzun iç sesini dinleyin size ne diyor ? Muhtemelen her toplantıda, her mailde size rekabetten, başarıdan, ölümüne çalışmaktan bahsediyor. Bunlar da çok önemli değerler ama tek başına insana kolay kolay yetmiyor. İnsan o başarıların, çalışmaların karşılığında; çalıştığı yere güven duymak, başarılı kalmak için daha sağlıklı olmak, yeterince para kazanmak, bunu ailesi ile huzur içinde harcayacak zamanı bulmak, eğlenmek, dinlenmek, sevmek ve sevilmek istiyor.
Sevmek demişken, “Sevgi” değeri de çok çok önemli tabii. Yaşama sevinci veriyor, İnsana iyi geliyor. Mutlu ediyor. İnsan sahtesini değil, gerçeğini arıyor. Kurumlar çalışanlarını gerçekten sevmiyor artık belli, sadece kullanıyor.
Herşey gibi bu da karşılıklı yaşanıyor belki . Günümüzde hangi çalışan çalıştığı kurumu “gerçekten” seviyor ?
İşte böyle böyle, değersizleşiyor o bankalar gözümüzde. İçinde insani değerler olmayınca…Milyar dolarlık rakamlar bile beş para etmiyor.
İş Bankası’nda üst düzey atama
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu toplantısında, Başkent Kurumsal Şube Müdürü Mehmet Türk’ün, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na gerekli bildirimlerin yapılması...