Banka çalışanları neden mızmızlanıyor, çalışma koşullarından şikayet ediyor. Peki bankacılar nankör mü? Duayen bankacıdan bankacılık sektörünün yaşadığı trajediyi yazdı.
Son günlerde sosyal medyada çok farklı konularda hak arayan, eleştiri yapan, sesini duyurmaya çalışan insanlara belli bir kesim tarafından yapıştırılıveren bir etiket var .
Bunu yaparken bir an bile düşündüklerini , “bu insanlar neden bunlardan şikayet ediyorlar, ne kazanmak istiyorlar, neyi kaybetmişler de bulamıyorlar ?” diye düşündüklerini sanmıyorum.
Okur okumaz, görür görmez vardıkları tek bir yargı var:
“Bu insanlar nankör !”
Nankörlük nedir, kime nankör denir ? Bilir misiniz ?
” kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyene…”
Sabahtan akşama işi dışında hiçbir konuya ilgi göstermeden, ailesini aramayı unutarak, sağlık sorunlarının tedavisini erteleyerek, hobilerini tamamen yok sayarak, yıllık izinlerinden feragat ederek, öğle yemeğini ayaküstü atıştırarak, çay kahveyi soğutarak, tuvalete gitmemek için su içmeyi bırakarak , ağır hasta bile olsa rapor almayı düşünmeyip işbaşı yaparak, çocuklarını doktora götürebilmek için haftasonunu bekleyerek, çocuklarını okula götürüp getirmeyi, toplantılarına katılmayı aklına bile getirmeyerek, işine layık giyinebilmek için maaşının önemli kısmını mağazalara bırakarak, kendi aracını şirket aracı gibi kullanarak, herkesten daha düşük zam almaya razı olarak, ne denilirse düşünmeden yaparak, insanlıktan çıkarak, robotlaşarak, köleleşerek, kuruma kendini adayarak yıllarca çalışan insanlara ” iş vererek” yaptığınız iyiliği, ” işten atarak” geri aldığınızda…
Ve onlar akılları başlarına gelip de ;
“Bankam bana mobbing yaptı, haksız yere beni işten attı, anormal hedeflerle psikolojimi bozdu , aşırı iş yükü ile sağlığımı tehdit etti, liyakatsiz yöneticileri ile kariyerime zarar verdi, dengesiz beklentileri ile aile/ iş yaşam dengemi bozdu, performans yalanı ile başka yerlerde iş bulmamı engelledi, maddi ve manevi olarak beni sömürdü, insanlıktan çıkardı …” diyerek isyan ederlerse …
Buradaki gerçek ” nankör ” kimdir ?
Ya da tüm emeklilerin aldığı ” Bayram ikramiyelerini” vermeyen bankaların , özel sandıkları karşısında hakkını almak için inat edenler, o kurumları, markasını, bugünkü gücüne büyüklüğüne taşımış emektarlar, emekliler bu kurumlardan daha mı nankördür ?
Bankalar işe aldıkları kişilere sözleşme gereği maaş ve ek haklar verirler. Çalışma koşulları ile ilgili yazılı ya da sözlü taahhütlerde bulunurlar . Terfilerde dolu kariyerler vadeder, emeklilik haklarını güvenceye alacak uygulamalar sunarlar. Karşılığında sizden günlük 8 saat çalışma, emek talep ettiklerini sanırsınız ama asla yetinmez sizden tüm hayatınızı satın almak isterler. Çoğu Zaman siz farkına bile varmadan çoktan almışlardır bile…Bu bir ” iyilik” değil, bir ” iş”tir. Siz bunu bir iyilik olarak algılayıp da ” nankör” olmaktan korktukça onlar sizden hep daha fazlasını daha fazlasını beklerler. Taa ki sizi tüketinceye kadar.
Tükenmiş ve artık verecek hiçbir şeyi kalmamış insan istese de ” nankör” olamaz . Korkmayın. Hakkınızı, hukukunuzu sonuna kadar arayın. Aşiret reisinin iyilik yaptığı (!) marabalar değilsiniz . Hakları olan ve bunu isteme iradesi gösterebilecek özgür bireylersiniz. Kim ne derse desin. Hak talep etmeyi bilmek bir medeniyet göstergesidir. Biat kültürü de artık bir yere kadar.
İş Bankası’nda üst düzey atama
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu toplantısında, Başkent Kurumsal Şube Müdürü Mehmet Türk’ün, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na gerekli bildirimlerin yapılması...