Euronews ilginç bir makaleye imza attı: Türkler adaleti artık sosyal medyada mı sağlıyor?
Bir konunun sosyal medyada trend olmasıyla adaletin işleyiş seyrini nasıl değiştirdiğine sıklıkla tanık olunan toplumlarda zamanla polisiye bir adım atılması veya hukuki bir sonuç alınması için bu tür bir baskının şart olduğu düşüncesi yerleşmeye başlıyor.
Sosyal medyada oluşan tepkiler ile hak arayanlara yardımcı olunması, suçlunun bulunması, serbest bırakılan zanlının yeniden gözaltına alınması ve bazen de cezasız kalacak suçluların cezaya çarptırılmasının sağlanması Türkiye’de de son yıllarda yoğun şekilde yaşanan bir durum olarak karşımıza çıkmakta.
Türkiye neredeyse her hafta gündemin üst sıralarına çıkan bir veya iki olayda sosyal medya ile gelen adaleti konuşuyor.
Dördüncü gücün yerini aldı
Bazen ihbar ile bir dosyanın sıfırdan açılması bazen de üzeri kapatılmış dosyaların yeniden açılması için kullanılan sosyal medya baskısı artık günümüzde adeta kendi başına toplumsal vicdanın somutlaştığı ve denge-denetleme işlevi gördüğü bir erk haline geldi.
Euronews Türkçe’ye konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ayşe Nilüfer Narlı da günümüzde sosyal medyanın geleneksel medyanın yerini alarak ‘dördüncü güç’ haline geldiğini düşünüyor ve şunları söylüyor:
“Türkiye’de çok sayıda insan tepkilerini dile getirirken sosyal medyayı bir mecra olarak kullanmayı tercih ediyor çünkü buradan çok daha hızlı biçimde insanlara ulaşabileceğini düşünüyor. Siyasal katılım tipolojisine baktığımızda sosyal medya siyasi katılım ve siyasi protesto için öncelikli kullanılan bir mecraya dönüştü.
Eski sosyal protesto kalıplarında insanların bir mekanda toplanması, seslerini bildirilerle veya imza toplayarak aktarması söz konusuydu fakat bugün insanlar sosyal medya üzerinden daha etkili ve hızlı bir şekilde bunu yapabildiklerini görüyorlar. Belli haberleri paylaşarak ve yorum yaparak tepkilerini koyduklarını gösteriyorlar ancak “adalet arayışında sosyal medya öne çıkıyor” gibi birşey söylemiyorum çünkü bununla ilgili elimizde büyük verilere dayalı yeterli çalışma yok.”
Son örnek: Kızını döven baba
Kimi olaylarda sosyal medyada çığ haline gelen tepkiler öyle bir baskı oluşturuyor ki, emniyet görevlilerinden bakanlara ve hatta cumhurbaşkanına devletin her düzeyinde yetkililer kendilerini bir açıklama yapmak ve konuya ilişkin özel adımlar atmak durumunda hissedebiliyor.
Neredeyse gün aşırı yaşanmaya başlanan bu olayların son örneği İstanbul’da 19 yaşındaki kızı Tuğba’ya işkence yapmakla suçlanan babanın hali hazırda uzaklaştırma cezası olmasına ve Tuğba’nın darp edildiği görüntülerle karakola başvurmuş olmasına rağmen nöbetçi savcı baba Muzaffer A.’yı serbest bırakmıştı.
Sosyal medyada görüntülerin tepki toplaması sonucu Muzaffer A. hakkında yeniden yakalama kararı verildi ve Muzaffer A., ancak o şekilde tutuklandı.
Kızına işkence yapmakla suçlanan baba görüntüler sosyal medyada yayımlanınca gözaltına alındı
Baba tutuklanmadan önce ve tepkiler henüz devam ederken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk harekete geçerek olayın hukuki boyutunu bizzat takip edeceğini yine sosyal medya aracılığı ile duyurmuştu. Tutuklama da bu duyurunun hemen arkasından geldi.
HABERİN DETAYINI : euronews.com’DAN OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!
Babacan Central’da avantajlı satışlar başladı
Konuta erişimde ‘ulaşılabilir koşullar’ motivasyonuyla hareket eden Babacan Yapı, bu kez Beylikdüzü’nde hayata geçirdiği yeni yatırımı Babacan Central’da avantajlı ödeme...