Yılların markaları, koca koca ailelerin kurduğu ” kurumsal ” Banka’lar yıllardır bu yabancıların elinde oyuncak oldu. Belki de daha kendileri bile farkında değiller. Ne itibarları kaldı, ne güvenilirliği bu markaların. Eski hayranlığı kalmadı kimselerin. Hepsi halkın gözünde aynı şimdi. HANİFE SERTER YAZIYOR:
Borsamızın ağırlığını ve derinliğini Banka hisseleri oluşturuyor.
Yabancılar en çok bankaları seviyor .
Neden ?!
Giderlerini hızla azaltırken gelirlerini çılgınca arttıran bankalarımızın hisseleri yabancıların ağzını sulandırıyor da ondan.
Ne zaman bir bankamız “ yeniden yapılanma ” adlı bir sürece girse o bankayla ilgili kar beklentileri hızla artıyor ve dolayısı ile hisselerine hemen “ Al” tavsiyesi veriliyor. Yeniden yapılanma dedikleri de at ile deve değil sonuçta. Artık öğrendik. Şubelere biraz makyaj, personel sayısında, niteliğinde ve giderlerinde azaltma, görev adlarında değişiklik, bol bol yeni isimli farklılaştırılmış ünvan, çeşit çeşit ürünler, sigortalar, sözde hizmetler ve bunlara ait türlü türlü masraf, komisyon gelirleri tahsilatı. Dijital de olmazsa olmazı. Sorsanız çok yatırım yapıyorlar . Bir yandan eğitimler, diğer yandan motivasyon eğlenceleri, vur patlasın , çal oynasınlar… Maksat işinden olanların çığlıkları duyulmasın..Gürültü yapalım da çığlıkları bastırsın. Neler oluyor orda diye sorsanız cevap hazır; Yeniden yapılanıyoruz ..
GELİYOR DA KALIYOR MU?
Patron değişim istiyor, yabancı ortak arıyor ya da çoktan buldu da satmadan önce son rötüşları yapıyor. Sonra gelsin yabancı yatırımcılar.. Geliyor da, kalıyor mu ? En ufak bir sarsıntıda arkalarına bakmadan kaçıyorlar. En önce onlar çıkıyor, yerli yatırımcıyı değeri yerlere düşmüş hisselerle baş başa bırakıveriyorlar. Bu onların oyunu. Bizim hisseler de piyonu sanki.
Yılların markaları, koca koca ailelerin kurduğu ” kurumsal “ Banka’lar yıllardır bu yabancıların elinde oyuncak oldu. Belki de daha kendileri bile farkında değiller. Ne itibarları kaldı, ne güvenilirliği bu markaların. Eski hayranlığı kalmadı kimselerin. Hepsi halkın gözünde aynı şimdi.
İş yapış şekillerini değiştirdi değiştireli herkes ama herkes bu bankalardan işkilli hale geldi. “Acaba bugün bankam hesabımdan ne kesti ?! “ Bir tür haraç gibi. Deli Dumrul’un köprüsü misali.. Geçsen de vereceksin, geçmesen de vereceksin o ücreti. Kaçışın yok. Bankalar kar yazacak. Yabancılar hisse alacak. Sonra bir twit uğruna ya Rab, kim bilir hangi hisseler çakılacak..
İLK BANKALARI VURDU!
Geçtiğimiz hafta yaşayarak gördük. Ekonomiyi mahvetme tehditleri ilk önce Banka hisselerini vurdu. Süper gücü elinde tutanlar, banka davalarını öne sürdü. Bankaların değeri, attığı her adım, yatırımları, gücü, mevzuatlara uyumu ne kadar da önemliymiş meğer. Yaşayarak görüyoruz etkilerini. Bunlardan ders almak lazım. Her zamankinden sağlam durmak lazım. Her adımı düşünerek atmak, Banka’ların içini ( insan kaynakları dahil ) öyle kolay kolay boşaltmamak lazım. Yabancılar bizim gibi ülkelerden pahalı mal almayı sevmez, önce değeri düşürüp, sonra tepesine konmak ister. Benim aklım bunlara çok ermez. İnşallah kardan en yüksek payı alan ve Bankaları yeniden yapılandırıp yapılandırıp satan CEO’larınızın aklı eriyordur. Bizim paramızla bize hizmet veren, bizden kazanıp yine bizlere borç veren, sonuçta yerli yatırımcıdan, esnaftan, memurdan, KOBİ’den, işçiden kar eden Banka’lar altın yumurtlayan tavuklarını kesmeden çalışmayı becerebilirler umarım. Zor günler henüz bitmedi. Yabancı yatırımcılar da henüz istediği karları etmedi.
Bakalım bu işin sonu nerelere varacak..
İş Bankası’nda üst düzey atama
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu toplantısında, Başkent Kurumsal Şube Müdürü Mehmet Türk’ün, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na gerekli bildirimlerin yapılması...