Usta Analist Erden Armağan Er, borsa yatırımcılarını uyarıdı: Trenin son vagonunun son yolcusu olmayın!
Bilindiği üzere TCMB 25 Temmuz 2019 tarihinde başladığı gösterge faiz oranı indirim sürecini 16 Ocak 2019 tarihindeki toplantısına kadar sürdürdü ve 7 aylık süre içerisinde toplamda 1275 baz puanlık indirime gitti. Faiz getirilerinde bu kadar hızlı bir indirim haliyle yatırımcılar arasında yeni arayışlar ortaya çıkardı ve bu noktada ilk akla gelen Hisse Senetleri oldu.
TCMB’nin faiz indirimlerine başladığı 12 Temmuz 2019 da 96-97 bin seviyelerinde bulunan Bist100 Endeksi 123.666 seviyesini test ederek tüm zamanların en yüksek seviyesini görmüş oldu.
Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi, bizim beklentimiz 105-107 bin seviyeleri idi ve üzeri için önemli ölçüde riskli seviyeler olduğu öngörülerimiz içindeydi. Şimdi geldiğimiz seviyelerde ise bu risklerin gerçekleşme olasılığının en tepeye vardığını düşünmekteyiz.
BEKLENTİ GERÇEKLEŞTİ
Zira TCMB son faiz indirimi ile reel faizi (-) negatif bölgeye taşımış durumdadır ve bu TL açısından yabancı paralar karşısında önemli bir zayıflık teşkil etmektedir. TCMB Rezervleri de dikkate alındığında TL oldukça savunmasız bir bölgededir. Olası bir dövize atak anında TCMB’nin reaksiyon göstermesi olanaklarının kısıtlı olduğu ve özellikle faiz oranlarını tekrar yükseltme konusunda elinin korkak olacağı aşikardır.
Ekonominin temel göstergelerinin bu kadar zayıf olduğu bir dönemde Bist100’de gerçekleşen rallinin tek bir açıklaması vardır, o da ülkedeki fiyatlama sistematiğinin tamamen yanlış olmasıdır. Yurtdışı konjonktürün olumlu etkileriyle, yabancı girişi olmadan yaşanan yükseliş eğiliminin kalıcı ve uzun soluklu olamayacağına ilişkin görüşümüzde bir değişiklik söz konusu değildir. Bu nedenle özellikle son dönemdeki yükselişin cazibesine kapılarak hisse senedi yatırımı yapan okurlarımıza dikkatli olmalarını önermeyi vazife olarak görüyoruz.
Gazete Manşetleri Borsayı Manşete Taşımışsa Dikkat!
Son dönemde özellikle iktidara yakın medya kuruluşlarında ekonominin ne kadar iyi ve sağlam olduğuna dair algıyı güçlü tutabilmek adına, bilhassa Döviz, Faiz, Borsa üçgeninde yaratılan “sanal fiyatlandırma” ön plana çıkartılmakta ve Borsadaki hızlı yükseliş manşetlere kadar taşınmaktadır. Piyasa profesyonellerine mesleğe başlarken ilk öğretilen şey, “endeksteki yükseliş haberleri gazete manşetlerine kadar yansımışsa artık satış zamanı gelmiş demektir”. Öğretilen başka bir ders de eğer sizi, ayakkabı boyacısı, fırıncı, taksi şoförü gibi mesleklere mensup kişiler arayıp da “x hisse senedini aldım ne diyorsunuz?” diye fikrinizi sormaya başlamışsa, “portföyünüzde ne kadar hisse senedi varsa satın” nasihatidir. Biz bu tür yatırımcılara; ”Son trenin son vagonunun son yolcuları” deriz. Son günlerde bu iki örneğin çokça yaşandığına tanık olduğumuzu söylemeliyiz.
Naçizane tavsiyemiz, basında yer alan amiyane tabirle “gaz veren” bu türden manşetlere inanarak herhangi bir danışmandan ve uzmandan bilgi ve görüş almadan hisse senedi yatırımı kararı vermeyiniz. Eğer bir şekilde yatırım yaptıysanız ve kara geçtiyseniz, “acaba şu kadar daha yükselirse bu kadar daha para kazanırım” hesaplarını bir kenara koyarak karınızı realize etmeye başlamanız belki de sizin için çok daha büyük kayıpların yaşanmasına engel olabilecektir.
HİSSE SATIŞ HABERLERİ
Temkinli ve dikkatli olmanızın gerektiğini düşünmemize sebep olan bir başka gelişme ise, birçok hisse senedinde ana ve yönetimde söz hakkı bulunan hissedarların KAP ’ta yayınlanmaya başlanan “hisse satışı” haberleridir. Bu da demek oluyor ki, şirketlerin sahipleri hisse satışına başlamışlarsa artık fiyat doyma noktasına yaklaşmıştır.
Bankalara Kesilen İdari Para Cezaları
Muhakkak haberlerden okumuşsunuzdur, iki büyük bankaya Hazine Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından kredi sigortaları ile ilgili olarak hem geçici kapatma cezaları hem de önemli tutarda idari para cezaları kesildi. Farklı açılardan değerlendirilebilecek hususlar olmakla birlikte, biz işin sadece “Neden Hazine’nin nakit ihtiyacının arttığı bir dönemde idari para cezaları arttı?” sorusuyla sorgulamamızı sınırlı tutalım. Bu cezaların devam edeceği ve bankacılık sektöründen önemli bir miktar kaynağın hazineye akacağı anlaşılmaktadır. Eğer iddia edildiği gibi ekonomi iyi ise, batık kredi oranlarının arttığı bir dönemde bankalara kesilen bu yüksek tutarlı cezalar bankaları zayıflatmaz mı? Ya da kredi faizlerini indirmekte nazlanan bankalara göz dağı mı veriliyor? Diye sormamız acaba abesle iştigal etmek midir?
Erden Armağan ER
Erdener1970@gmail.com
Konut Almak İçin o Gün Bugün mü?
Sıkılaşma sürecinde olağan şekilde konut fiyatları reel olarak süreklilik gösterir şekilde düştü. İnşaat maliyetleri ise reel olarak düşmeye başladı. Bana...