Anayasa Mahkemesi, İş Bankası’na kesilen vergi cezasının, “mülkiyet hakkı”nın ihlali kabul ederek, 39 bin 378 TL’nin yasal faiziyle beraber bankaya tazminat olarak ödenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruya yönelik kararının gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Türkiye İş Bankası, banka genelinde 2007-2011 yılları için yapılan vergi incelemesinde banka çalışanlarına menfaat sağlamak amacıyla kurulmuş banka bünyesindeki munzam vakfa şubeleri vasıtasıyla yaptığı ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi sonucu kesilen vergi cezalarına karşı açtıkları davaların reddedilmesiyle mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi, bankanın mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın gerekçesinde, Anayasa hükümlerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına atıfta bulunuldu. Mülkiyet hakkına vergi yoluyla yapılan müdahalenin meşruiyetinin sorgulanabilmesi için, kanuni dayanağın mülkiyet hakkı sahibi bakımından ulaşılabilir ve öngörülebilir olup olmadığının ve hak sahibinin hukuki güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğine dikkat çekilen gerekçede, verginin kanuniliği ilkesi gereği vergi yoluyla yapılacak müdahalelerin temel dayanağı olan kanunların da, ilgili kişinin davranışlarını belirlemesi amacıyla, kolayca ulaşabileceği, gerektiğinde profesyonel yardım almak suretiyle de olsa anlayabileceği, açık, net ve yeterince belirgin nitelikte olması gerektiği vurgulandı. Her zaman, kanunlarda mutlak bir açıklığın beklenemeyeceğinin ortada olduğunun kaydedildiği gerekçede, kanuni düzenlemelerde az veya çok belirsiz ifadeler bulunabileceği ve bu belirsizliğin uygulamadaki yorumlarla giderilebileceğinin kabul edilmesi gerektiği belirtildi.
VERGİ BANKAYA ÖDENECEK
Gerekçede, vakfın kurulduğu 1974 yılından vergi incelemesinin yapıldığı 2012 yılına kadar Vergi İdaresinin, Banka tarafından Vakfa ödenen katkı paylarının vergilendirilmesine ilişkin bir girişiminin veya emsal bir uygulamasının bulunmamasının, banka tarafından uzun yıllar boyunca yapılan katkı payı ödemelerinin vergilendirilmemiş olmasının, menfaatin elde edildiği zamana ilişkin kanun hükmünün açık ve net olmamasının ve bu hususun yargı kararlarından da anlaşılmasının ve katkı paylarının ücret olarak vergilendirilmeyeceğine ilişkin başka bir kuruma verilmiş mukteza bulunması hususları karşısında, başvuru konusu vergilendirme döneminde (2007 yılı) söz konusu katkı payı ödemelerinin ücret kapsamında değerlendirilerek vergilendirileceğinin düşünülemeyeceği belirtildi.
Başvurucu tarafından 2007 yılında Vakfa ödenen katkı paylarının ücret sayılarak vergilendirilmesine ilişkin işlemlerin, öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığının anlaşıldığı ifade edilen gerekçede, “Vergi asılları bakımından varılan sonuç dolayısıyla vergi cezaları bakımından ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek görülmeyerek, Vakfa yaptığı katkı payı ödemeleri üzerinden vergi ve ceza tahsil edilmesi nedeniyle başvurucunun, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir” denildi.
Başvurucu hakkında yürütülen vergi incelemesi sonunda, 2007 yılı için gelir vergisi ve damga vergisi tarh edilerek vergi cezaları kesildiğinin, bunların başvurucuya tebliğ edildiğinin kaydedildiği gerekçede, 39 bin 378 TL tutarındaki verginin, gecikme faizi ve cezaların başvurucu tarafından ödendiği kaydedildi.
Yüksek Mahkeme, başvurucu açısından yalnızca ihlalin tespitiyle giderilemeyecek olan maddi zararın bulunduğunu belirterek, ödenen vergi, gecikme faizi ve cezalar miktarınca tazminatın ödenmesine karar verdi.
Garanti BBVA’dan tüzel ve şahıs firmalarına tek tıkla mali veri paylaşım kolaylığı
Garanti BBVA’nın tüzel ve şahıs firma müşterileri GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı) entegrasyonu ile mali verilerini dijital kanallar üzerinden tek tıkla...