Daha yeni bıyıkları terleyen genç bir delikanlı dönemine denk gelen ve çok ilgimi çeken Uçurtmayı Vurmasınlar filmi; bir mahkumun çocuğu olarak tutukevinde bulunan küçük Barış’ın gözünden olanların anlatıldığı, o dönem için sıra dışı denebilecek bir filimdi.
Filmde yer alan bir sahne, sonradan bir çok yazarın bile kullandığı, o dönem günlük hayatta kullanılan bir espri halini aldı. O sahnede, uyanan Barış altını ıslatmıştır ve “Ne yaptın” diye soran annesine kilotlunda ki Miki Fare resmini göstererek “ Ben yapmadım Miki yaptı” der. Sonrasında da bu replik, gerçekleri gizlemek isteyen insanların yaptığını simgelemek adına bir süre günlük hayatta yaygın olarak kullanıldı.
Peki bunun borsa ile ne alakası var derseniz, size biraz arka sokaklardan bahsettikten sonra konuyu bizim küçük Barış’ın Mikisine bağlayacağım.
Borsadaki fiyatlama mantığı, ticaret ile aynıdır. Fiyatı arz/talep dengesi belirler ve fiyatı artırmak için ya arzı daraltmak ya da talebi artırarak gerekir. Pandemi sonrasında ise bu eğilim, borsaya giren sabırsız yatırımcılar ve Z kuşağının hedefe gitmekte aceleci yapısı sebebiyle; hem arzın kısıtlandığı, hem de talebin artırıldığı ve hisselerin tavan tavan gittiği bir döngüye evrildi.
NASIL TALEP YARATILDI
Arzı kısıtlamak kolay, fiili dolaşımdaki lot sayısı az olan bir hissenin takasının %30-%50 arasındaki bölümünü alınır, sonra da telegram veya twiter sohbet odaları vasıtasıyla hissenin veya tahtayı yaptığı iddia edilen kişi/kişilerin reklamı yapılarak talep yaratılır. Bu denklemdeki en kritik konu ise arz kısıtlamasına son verildiğinde veya borsa tabiriyle “Mal çakmaya” başlandığında, yaratılan mağdurlar sebebiyle bu talep yaratan kişilerin namının olumsuz olarak etkilenmesi sebebiyle sistemin sürdürülebilir olmamasıdır.
Her hisse için bir tahtacı (!) yarat, bu adam/kadının güven kazanması için caba sarf et, bir takipçi kitlesi yaratmak için enerji harca ve bir yada iki işte bunu çöpe at. İşte sistemin tıkandığı bu noktada, yeni bir fikir güneş gibi doğdu bu zümrenin aklında.
Sosyal medyada tüm fenomenler bilerek yada bilmeyerek “Yabancı geliyor hey hey hey” diye halay çekerken, sosyal medya fenomenlerine aklını kiralamış bir yatırımcı zümresi onların her söylediğine inanırken, bu hikaye niye kullanılmasın ki!!!!!
İşte bu noktada oyuncuların aklında bir ışık yandı, niye YABANCI HİKAYESİ kullanılmasın ki. Bu hikaye ile birlikte oyuncu hisselerinde BOFA, Citi, Deutsche görülmeye başlandı. Bu da yeterli olmadı, bizim delikanlı tahtacılarımız sosyal mecralarda, borsacı tabiri ile “BOFA’ya nasıl mal sardıklarını” ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar. BOFA’ya mal saracak kadar maharetli, yetenekli bu borsa dehasının KY’ye ne zararı olabilirdi ki?
AKD’yi açıp bakan gariban yurdum insanı; XXX aracı kurumun satıp BOFA’nın alım yaptığını ve bu alınan hisselerin de Siti ya da Deutsche takasına girdiğini gördü. Yabancı alıyorsa ben niye almayayım ki diye düşünen Ayşe Teyze, Mehmet Amca, Polis Memuru Rıza kardeş ve Öğretmen Necla Abla hem oyuncunun “ yabancıya mal sarmadaki” ustalığa hem de yabancının hemen satmayacağına güvenerek o hissede pozisyon alır
Buraya kadar her şey normal ama konu arzın artırılmasına yani hissenin çakılmasına geldiğinde tahtayı kim bozacak sorusunun cevabı hazır “HAİN YABANCI” Peki bu durumda tahtayı savunan kahraman tahtacı ne diyecek “BEN YAPMADIM MİKİ YAPTI”
Hatta bununla yetinmeyip, sabredin bir defa mal sardıysam bir daha yaparım sizi bu bataktan kurtaracağım der ve ikinci sefer aynı oyunu oynamaya devam eder
Bu senaryonun eskisinden en büyük farkı “ Süper markete karşı savaşan kahraman bakkal” edasıyla piyasada gezen oyuncu kitlesini çok basit bir şekilde kandırmayı başarmış, güvenirliliğini yitirmemiş ve aynı hisse üzerinden defalarca aynı oyunu çevirebilmek için fırsat yakalamıştır
Bir süredir sürekli olarak yabancı geliyor güzellemesi yapanların farkında olmadan hizmet ettikleri bu düzen, maalesef ki BEN YAPMADIM MİKİ yaptı adı altında sahneye sürülmeye başlanan oyunun ilk perdesiydi ve sanırım bu oyun bir süre daha sahnelenmeye devam edecektir