Sayın Cumhurbaşkanı önceki gün televizyonlarda konuştu, dolar kuru anında artmaya başladı. Dün öğlen 16.35 idi.
Karar gazetesi dün ”İnsanlık Utansın” manşeti ile Çin’in Uygur Türkleri’ne yaptığı soykırım belgesini yayınladı. Türkiye 2021 yılında Çin’e karşı 28,5 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Aslında Çin’e karşı her yıl en az 20 milyar dolar dış ticaret açığı veriyoruz. Dahası dünya bu soykırımı kınıyor, fakat bizim hükümet ve yandaş televizyonlar bu sorunu geçiştiriyor.
2018’de Suriye’de kafa kesen DEAŞ’lı terörist Adana’da yakalanmıştı. Önceki gün de canlı bomba eylemi içinde olan Suriyeli DEAŞ mensubu Küçükçekmece ilçesinde yakalandı. Dünyanın geçmişinde ve bugününde binlerce yabancının elini kolunu sallayarak girdiği bir ülke örneği yoktur. Bakanların konuşmalarından ve sağlık hizmetlerindeki önceliklerinden anlaşılıyor ki, AKP iktidarı halkın tepkisine rağmen 8 milyon Suriyeli ve Afganlıyı kendi vatandaşından önde tutuyor. Halk memnun değil ve hatta korku içinde ve fakat yine de susuyor.
Bu ülkede benzin kuyrukları hükümet düşürdü. Şimdiki ekmek kuyrukları, benzin kuyruklarından daha acı değil mi? Bu acıyı yalnızca sosyal medyada bazıları dile getiriyor.
Yüksek enflasyon nedeni ile geçim sıkıntısı yaşamayan yok… İktidar farkındayız diyor. Ama hiçbir önem almıyor. Tersine yasaklarla, polisiye önlemlerle piyasa ile kavga ediyor. İşsizlik devam ediyor. Genç nesil ülkede durmuyor. Beyin göçü ile kan kaybediyoruz. Cari açık ve dış borçlarda temerrüt riski arttı. Ama hepimiz aynı gemide değiliz gibi, yaklaşık üç kişiden bir kişi iktidarın yanında duruyor.
Dünyada Türkiye dostu ülke kalmadı. Bu sorun uzun dönemde Türkiye için hayati bir sorun değil mi?
Diyanet İşleri Başkanı’nın camilere siyaseti sokması ve din istismarı, halkı dininden soğuttu. Oruç tutanların ve cumaya gidenlerin sayısı aleni olarak azaldı.
İç politikada siyasi iktidar, bugün bakan olanlar, ağız birliği ile FETÖ’ye methiyeler dizdiler. ”Ne istediyse verdik” dediler. FETÖ güçlendi ve darbe teşebbüsü oldu. İnsanlar öldü. Ama iktidar aldandık demekle işi çözdü. Tarihte böyle bir anlayış örneği de yoktur.
En büyük sorunlardan birisi; halk yoksullaştı gelir dağılımı bozuldu.
Merkezi Londra’da olan World Economics ”Ülkelere Göre Eşitsizlik Endeksi” hazırlıyor. Bu endeks 0-100 arasında bir ölçektedir. Endekste yüksek değer gelir ve servette daha eşitlikçi bir toplumu, düşük değer ise eşitsizliği gösteriyor.
100 ile 0 arasında değişen bu endekste Türkiye, 33 puan değeri ile ortanın çok altında kaldı. Bu durumda Türkiye’de gelir dağılımının Papua Yeni Gine gibi yeni ülkelerden daha kötü durumda olduğu görülüyor.
World İnequality tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu’nda; dünya genelinde gelir ve servette eşitsizlik olarak Türkiye en eşitsiz ülkeler arasında yer aldı. Geliri en yüksek olan yüzde 10’luk nüfus kesiminin geliri ile, geliri düşük yüzde 50’lik kesim arasındaki gelir farkı 2018 yılına kadar yüzde 20 iken, 2018 başkanlık sistemi ile yüzde 23’e çıktı. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu.
Mazoşist, ruhsal ve fiziksel olarak kendisine acı çektirmekten haz duyan kişilere denir. Bu saydıklarımıza rağmen eğer AKP oyları yüzde 30 üstünde çıkıyorsa, o zaman da insan; ”acaba biz mazoşist miyiz?” diye sormak zorunda kalıyor.