Bankaların sendikasyon kredisi hükümeti bile korkuttu. Hükümet sendikasyon kredisine çare arıyor. Çare mevduatta.
Türkiye ekonomisini bekleyen gizli bir tehlike var. Bu tehlikenin adı sendikasyon.
Bugüne kadar kimsenin adını bile anmadığı sesiz ve derinden gelen bu yurtdışı borçlanma sistemindeki tehlikeyi ilk olarak Ali Babacan itiraf etti.
Ali Babacan geçen hafta bir toplantıda bankaları adeta sendikasyon kredileri konusunda üstü kapalı bir şekilde uyardı.
Bankaları sendikasyon yerine mevduata yönelmeleri konusunda da uyaran Ali Babacan bu konuda önümüzdeki günlerde düzenlemelere gideceklerini söylemişti.
Babacan’ın aslında bu çıkışından önce bankaların kontrolsüz sendikasyon borçlanmaları ekonomi yönetimini rahatsız etmeye ve çareler aranmaya başlanmıştı. Babacan Türkiye Bankalar Birliği toplantısında “sınırlama getirebiliriz” derken bu konuda ekonomi yönetimi çoktan iş başı yapmıştı.
SENDİKASYON NEDİR?
Sendikasyon bankaların yurtdışından dövizle borç alıp bunu Türkiye’de kredi olarak satmasıdır. Oysa bankaların kredi kaynağı sağlıklı ekonomilerde yurt içindeki mevduatlardır. Ancak Türkiye son yıllarda farklı bir trend yaşadı. Amerika’nın parasal genişlemesi nedeniyle yurtdışında dolar o kadar çok ucuzladı ki, bankalar bunu getirip Türk halkına yüksek rakamlardan konut ve ihtiyaç kredisi olarak sattılar.
Zaten Türkiye’deki bu konut çılğınlığı da bankaların kredi satma oyunundan başka bir şey değildir. Nitekim bu krediler sayesinde Türkiye’de inşaat sektörü patlarken, vatandaşın da borçlanmasında patlama yaşanmıştı.
Bir banka yurtdışından yüzde 1’in altında bir rakam ile sendikasyon kredisi alıyor ve bunu Türkiye’ye getirip yüzde 30 civarı bir rakama konut ve ihtiyaç kredisi olarak satıyordu.
Bu yöntem Türk bankalarının son beş yılda karlılığında da büyük patlamaya neden olmuştu.
TEHLİKE ŞİMDİ BAŞLIYOR
Amerika’nın parasal genişlemeden çıkması dünyada ucuz ve bol para döneminin kapanmasına neden oldu. Bu dönemin bitmesi Türkiye gibi ülkelerin işini biraz daha zorlaştırıyor. Şu ana kadar reel anlamda bunu hissetmesek de önümüzdeki aylarda bu parasal sıkışıklığın acısını hissetmeye başlayacağız.
Bu daralma biz vatandaşların işini zorlaştıracak. Peki bize yıllardır para satan bankalar ne olacak?
İşte o da ekonomi yönetiminin kara kabusu haline geldi.
Çünkü bankalar yılda 100 milyar dolar civarı bir ödeme yapmak ya da bu borcu yeni borçla çevirmek zorunda.
Peki bankalar bu parayı bulamaz ise?
Bankaların yeni borç bulmama olasılığı çok az bir ihtimal ama sert bir krizde elbette zorlacaklardır. Bankaların zorlanması Türkiye’nin sıkıntıya girmesi anlamına geliyor.
Bu sıkıntıyı son bir yıldır yaşayan ekonomi yönetimi önümüzdeki yılın ilk aylarından itibaren yeni bir düzelmele getirecek. Bu düzenlemeye göre bankalar yurtdışıdan öyle istediği gibi sendikasyon kredisi alamayacak. Sermaye yeterlilik rasyosu ve kredi hacmi baz alınarak belirli bir limitin üzerinde yurtdışı borçlandırma yapamayacak.
Bu kontrol sisteminin devreye girmesi ile birlikte Türkiye uzun bir aradan sonra yeniden mevduatın değerli olduğu bir atmosfere girecek. Bankalar medvuat ve banka bonosunu daha cazip hale getirmek için kampanlalar düzenlemek zorunda kalacaklar.
Kısaca 2015 yılı bankacılar için kötü bir yıl olabilir. Ekonomi yönetimi ise fırtınanın şiddetini azaltma derdine şimdiden düşmüş durumda.
40 yıllık tekstil şirketi iflas öncesi son şans!
Bursa merkezli 40 yıllık tekstil devi Sateks, artan maaliyetler ve yüksek giderler nedeniyle iflasla karşı karşıya kaldı. Şirket toparlanma için...