Bankacılık sektöründe bu yaşananlar “YOK ARTIK!”denilecek cinsten. İşte tüyler ürpertici bir bankacı hikayesi!
Yabancı sermayeli bankalar Türk bankacılık sektörünün çivisini çıkarttılar. Amerika’nın bol para döneminde 70 milyonluk Türkiye’yi borç batağına sürükleyerek kârlarını katlayan bankalar, eski günlerini yakalamak için çalışanlarına akıl almaz baskılar yapıyorlar.
Bu hedefleri tutturmak için personele yaptıkları ise gerçekten “sözün bittiği” noktaya gelmiş durumda.
Bir bankacı okuyucumun yolladığı elektronik posta Türkiye’de bankacılık sektörünün içler acısı durumunu en iyi şekilde anlatıyor.
İşte bankacılık sektörünün ne hale geldiğini anlatan elektronik posta:
“Yabancıya satılan bankalardan birinin şubesinde çalışıyorum. Son günlerde ise şubelerde oturmamız adeta yasaklandı. Bölge satış müdürlerimiz sürekli olarak arayıp neden şubede oturduğumuzu soruyor, sokağa çıkıp kredi satmamızı, yapmazsak önce uyarılıp sonra tazminatsız işten atılacağımızı söylüyor. Pazarlamaya çıktığımızda da mutlaka MÜŞTERİ ETEĞİ’nizi giyin diyor. Yani mümkün olduğunca kısa olmasını emrediyorlar. İstanbul’un yağmurunda çamurunda kısa eteği zorunlu kılıyorlar.”
Müşteri eteği!
Bu cümle son aylarda bankacılık sektöründe sık sık duyuluyor.
Bunların tamamı yabancı sermayeli.
Ülkesinde yapamadıklarını Türkiye’de bankacılara yapıyor.
Müşteri eteğini giyin diye baskı yapan bir şube müdürü, ya da bölge satış müdürü. Unvanı veya kim olduğu önemli değil. Burada önemli olan bu ahlaksız teklifi yapma cesareti olan kişilerin de maalesef Türk olması. Banka yabancı ama ahlaksız teklifi yapan Türk!
İşte bu utanılacak bir durum.
Bu emri veren zatlara soruyorum?
Sizinin eşinize veya kızınıza böyle bir baskı yapılsa tepkiniz ne olur?
Ayrıca neye hizmet ediyorsunuz?
Türkiye’de bankacılık sektörü hızla daralırken, bu şekilde mi bankanızın kârını artırmaya çalışıyorsunuz.
Bu aslında tam bir ahlaksızlık ve işgüzarlıktır.
Burada kızılması gereken aslında 200 bin bankacıyı bir kaç sermayenin ve onların daha fazla kazanması için çırpınan yöneticinin vicdanına bırakan BDDK’dır.
BDDK sadece bankaları denetlemek değil, aynı zamanda bankacılık sektörünü düzenlemekle de görevlidir.
BDDK’nın yetkililerine soruyorum; Bugüne kadar banka çalışanları için ne yaptınız?
Hemen şu şekilde savunmaya geçeceğinize eminim; Onlara biz değil, Çalışma Bakanlığı bakıyor.
Bu savunma bana bir reklamı hatırlattı.
O işe biz değil Türkcell bakıyor!
200 bin bankacı derdine çare için Turkcell’e mi gitsin?
Bu bankacı bayanın yolladığı elektronik postadan sadece BDDK ve Çalışma Bakanlığı utanmamalı. Bundan tüm banka yöneticileri de utanmalı.
Kaynak: Yeniçağgazetesi-Remzi Özdemir
TMSF’den indirimli lüks araç ihalesi
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), yeni muhammen bedellerle araç ihalesi düzenleyecek. TMSF daha önceki ihalelerde satılmayan araçları farklı oranlarda indirim...