Dolar tüm zamanların rekorunu kırdı. Peki en önemli soru şu: Doların yükselişi devam eder mi yoksa yeniden düşer mi?
Dolar tüm zamanların rekorunu kırdı ve 2.430’un bile üstünü gördü.
Dolar neden yükseldi?
Ortalıkta o kadar çok bilgi kirliliği var ki, bırakın sıradan vatandaşları ekonomiden anlayanların bile kafası karıştı.
Yunanistan’ın borçlarını ödemeyeceğini açıklaması, Merkez Bankası’nın faiz indireceği yolunda korkular ve daha bir çok gerekçe sunuldu. Yunanistan ve Merkez Bankası faizi en çok konuşulan.
Yunanistan konusu yeni değil. Seçimlerden hemen sonra borsanın yükseldiğini dövizin ise gerilediğini unutmayın.Ayrıca Yunanistan sorunu Türkiye’nin değil Avrupa’nın. Türkiye’yi direkt ilgilendiren bir sorun değil.
Merkez Bankası’na gelince. Merkez Bankası faiz indirirse ne olur?
Merkez Bankası’nın faiz indirmesinin hiç bir anlamı yok. Ayrıca indirse ne yazar? 70 milyonluk ülkenin neredeyse 65 milyonu bankalara borçlu ve artık yeni kredi alacak durumda değil. Konut kredileri son yılların en düşük seviyesinde 0.84 ile kredi veriyor bankalar ve insanlar bankaların önünden geçmiyor. Tüketici kredisi deseniz yine aynı. Bankalar tüketici kredisi için neredeyse bir dansöz oynatmadığı kaldı ama malesef yine bankaların kapısını açan yok. Hatta tam tersi bankalardan kaçan bir Türkiye var. Çünkü bu Türkiye banka borçlarını artık ödeyemez hale geldi. Son yıllarda borcu borçla kapatan Türk halkı artık sonu yaşıyor ve malesef batmış durumda. Borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 3 milyonu geçti. Bu sebeple bankalar faizi ne kadar düşürürse düşürsün artık işe yaramaz.
Gelelim mevduat faizine.
Merkez’i kim takıyor ki?
Merkez’in belirlediği faiz ile piyasanın oranı arasında ciddi bir fark var. Piyasada yüzde 12’in bile üstünde faiz veren bankalar var. Bunun neti aylık yüzde 1’e geliyor neredeyse. Bankalar önümüzdeki günlerde sendikasyon kredileri nedeniyle yeni bir faiz yarışına girebilir.
Dövizin yükselişinde Merkez’i de gerekçe göstermenin bir anlamı yok.
O zaman nedir bunun yanıtı?
Bunun yanıtı için bakkal hesabını bilmeniz yeterli.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 9 dcak 2014 tarihi itibariyle brüt döviz rezervi 127 milyar 442 milyon dolar. Türkiye’nin kısa vadeli borç stoku ise 138 milyar dolar.
Yani; 2015 yılının ilk 8 ayında Merkez Bankası tüm rezervini verse bile kısa vadeli borcun sadece yüzde 96’sını karşılayabiliyor. Cari açığı da finanse etmesi halinde bu oran yüzde 76’ya iniyor.
Durum böyle olunca başta bankalar olmak üzere herkes dövizden korkarak dolar almaya başlıyor.
Aslında bankalar yüklü sendikasyon ödemesi nedeniyle bir süredir piyasadan döviz topluyor. Bunun sinyallerini de doların hep yükselmesinden görebiliriz.
Gelelim son soruya:
Dolar daha yükselir mi?
Bu soruya da yanıt vermek için size önerim ne bir ekonomisti ne de Merkez Bankası’nı dinleyin.
Sadece parmak hesapları yaparak sonuca ulaşmaya çalışın. Yukarıda verileri size açıkladım. Borç da kasadaki parada ortada.
Gerisi size kalmış.
Siz Benim Kim Olduğumu Biliyor musunuz?
Bu ülkede tam 36 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bu süre içerisinde Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer...