Türkiye’nin elektrifikasyon dönüşümüne öncülük eden Borusan Otomotiv, sürdürülebilirlik ve elektrikli mobilite vizyonu doğrultusunda otomotiv distribütörlüğü alanında ilk Yeşil Finansman (Green Loan) kredisine imza attı. HSBC Türkiye aracılığıyla temin edilen 3 yıl vadeli 45 milyon Euro tutarındaki kredi elektrikli ve hibrit otomobil ithalatı için kullanılacak. Borusan Grup’un sürdürülebilirlik stratejileri kapsamındaki iklim kriziyle mücadele çalışmalarına paralel olarak karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik temin edilen kredi, Borusan Otomotiv’in sürdürülebilirlik performansına da arttıracak.
Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, sürdürülebilirlik alanında çok sayıda önemli proje yürüttüklerini belirterek, temin edilen 45 milyon Euro tutarındaki Yeşil Finansman’ın elektrikli ve hibrit otomobillerin ithalat finansmanında kullanılacağını söyledi. Borusan Otomotiv’in AB Yeşil Mutabakatı ve Karbonsuzlaşma Komitesi çalışmaları kapsamında faaliyet alanına uygun olarak ekosistemin onarımına yönelik olarak çalışmalar yaptığını söyleyen Tiftik, “Bu çerçevede kendimize Türkiye Otomotiv Sektörünün Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak hedefini koyduk. Türkiye otomotiv pazarında daha fazla elektrikli ve çevreci araç satılmasıyla karbon ayak izinin azaltılması yönünde kendimize kriterler belirledik. Borusan Otomotiv Grubu olarak 2030 yılında Türkiye otomobil satışları içerisindeki elektrikli araç oranımızı %15 seviyesine getirmeyi amaçlıyoruz. Temsil ettiğimiz BMW ve MINI markalarının toplam satışları içerisindeki elektrikli oranını %75, Jaguar ve Land Rover markalarının ise %70 oranına çıkarmak üzere stratejiler belirliyoruz. Toplumda iklim değişikliği ve çevresel farkındalık arttıkça elektrikli ve hibrit otomobillere yönelik talebin de hızla yükseldiğini görüyoruz. Temin ettiğimiz yeşil finansmanla müşterilerimizin bu otomobillere erişimini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Otomotiv distribütörlüğü alanında bir ilk olan Yeşil Finansman kredisinin sağlanmasında iş birliği yaptığımız başta HSBC Türkiye olmak üzere tüm paydaşlara teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Karbonsuz ekonomiye geçişe yönelik projelere finansman ve yatırım sağlamanın iş öncelikleri arasında yer aldığını belirten HSBC Türkiye Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Caner Işlak, “İklim değişikliği ile mücadeleye sağlayabileceğimiz en büyük katkının müşterilerimizi “Sıfır karbon” hedefleri doğrultusunda desteklerken, direnç ve gelişimlerini korumalarını sağlamak olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda, müşterimiz Borusan Otomotiv’e elektrikli ve hibrit otomobil ithalatı için kullanılmak üzere 45 milyon Euro tutarında kredi kullandırdık. Otomotiv sektörünün sürdürülebilirlik odaklı dönüşümünü destekleyecek bu finansmanın, ülke ekonomisine de katkı sağlayacağına inanıyoruz. Türkiye’de bankacılık sektöründe sürdürülebilir finansman uygulamalarının artırılması yönündeki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Bu kapsamda; müşterilerimize 2020 yılından bu yana 2 milyar doların üzerinde sürdürülebilir finansman kaynağı sağlanmasına aracılık ettik. Bu işlemler, Yeşil/Sürdürülebilir yatırımın finansmanı alanında Türkiye’de ilk olma özelliği taşımaları dolayısıyla, HSBC olarak ülkemizde bu finansman çözümüne verdiğimiz önemin bir göstergesidir” dedi.
Yeşil Finansman (Green Loan) Hakkında
Finans kuruluşları tarafından doğa dostu, çevreye duyarlı, daha az zararlı ürünlerin kullanılması ve bu tarz projelerin desteklenmesi için uygun fırsatlar sunan finansal kampanyalar ve çalışmalardan oluşuyor. Yeşil finansman uygulamasıyla birlikte bu imkânı sağlayan finansal kuruluşları ve kredi kullanıcılarının da daha çevreci faaliyetlere yönelmeleri, daha az kağıt kullanımı, geri dönüşüm için farkındalık ve daha fazla yeşil enerji tüketimi de hedefleniyor.
Doğadan ilham alıp, geleceğe ilham veriyor
Borusan Holding ve Grup şirketleri sürdürülebilirliği iş süreçlerinin temel taşı olarak görüp kapsayıcı bir şekilde ele alırken iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında çalışmalarını yürütüyor. Odak alanları kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliğinden toplumsal faydaya, iklim krizinden biyoçeşitlilik kaybına, yetkinlik kazanımından eşit çalışma şartlarına, iş sağlığı ve güvenliğinden inovasyona kadar birçok konuyu sürdürülebilirlik perspektifinden ele alırken sürdürülebilirliği, paydaş temelli bir yapılanma olarak görüyor ve doğayı da süreçlerimizin içine katarak, tüm yaşam için “fayda” üretmek adına çalışıyor.