Benim çocukluğum İstanbul Boğazında geçti, ters akıntının ve dalgaların en hırçın olduğu yerlerden birisidir boğaz suları.
Maalesef her yıl özellikle yüzmeyi çok iyi bilmeyen insanların başına hoş olmayan şeyler gelir bu sularda.
Bizler daha küçükken abilerimiz “ Denizde çırpınan birisini gördünüz mü gidin kurtarmak için yaklaşın ama eğer size suyun içine çekecek şekilde çırpınıyorsa, bekleyin gerekiyorsa bayılsın sonra çekip sudan çıkartırsınız, yoksa size de boğar” derlerdi
Bu hafta sonu yazılanlar, konuşulanlar ve insanların borsa konusundaki endişelerini görünce aklıma doğrudan bu anı geldi.
Patron Mutlu Son İstiyor ama unutmamak gerekir ki, likidite krizi ile parasal kuraklık devam ettiği süreçte, Patron eğer acemi yüzücüleri kurtarmak için çaba sarf edecekse; acemi yüzücülerin de çırpınmaktan vazgeçip kendisini Patron ’un kollarına bırakması önem arz ediyor.
Son bir haftanın BİST30 takasına baktığımızda Yatırım ile Emeklilik Fonlarının can kurtaran görevini üstlendiğini görüyoruz. Bu kurumların parasının sonsuz olmadığını düşündüğümüzde, can kurtaranı da suyun altına çekmemek adına, can kurtarana destek olmak yada ilave zorluk çıkartmamakta fayda var. Peki acemi yüzücü çırpınmaya devam ederse ne olacak sorusu gelince aklıma hemen abileriminim telkinini düşünüyorum, sanırım acemi yüzücü çırpınmaktan vazgeçene kadar bekleyecekler.
Uzun lafın kısası; ya Türkiye gibi bir coğrafyada yer alan ülkenin borsasında yatırım yapmayacaksınız, yani boğaz suyunda çimmeyeceksiniz ya da yüzdüğünüz plajda bir can kurtaran varsa onu batırmamak için çırpınmayacaksınız.