Bazı özel bankaların İnsan Kaynakları bankacılar için şantaj merkezi haline geldi. Binlerce bankacı kötü referans tehdidi ile tazminatsız istifaya zorlanıyor.
“Tam 12 yıl çalıştığım bankamda başarı primi aldığım günün ertesi İnsan Kaynakları’ndan düşük performans gerekçesiyle ihtar aldım. Bir ay sonra da insan kaynaklarına davet edilerek bana ikinci uyarıyı bizzat verdiler. Oysa tüm hedeflerimi tutturmuştum. Bana iki seçenek sundular: Kendi rızam ile istifa edersem hakkımda olumlu referans yazacaklarını söylediler.Buna karşılık 12 yıllık emeğimi yani tazminatımı almadan sadece ceketimi alıp çıkacaktım. Aksi takdirde kötü referans yazacaklarını ve hiç bir yerde iş bulamayacağımı tehdit şeklinde söylediler. Tazminatımı aldım. Aradan geçen 9 aya rağmen hiç bir banka beni işe almadı. Kötü referans yeni bir iş bulmamı engelledi.”
Bu feryat 37 yaşında bir bayan bankacıya ait.
Bu ve buna benzer gerekçelerle iş bulamayan binlerce bankacıdan sadece biri.
Hepsinin ortak yöne çalıştıkları bankaların insan kaynakları tarafından tehdit edilen beyaz yakalılar.
Bunların hepsi yabancılar tarafından işletilen bankalar.
Bankaların son dönem tazminatsız işten atmanın formülü bu.
önce uyar sonra tehdit et ve tazminat vermeden kapının önüne koy.Binlerce bankacı bu şantajın kurbanı. şu ana kadar bu konuda açılmış yüzlerce dava var. Ve bu davaların en az bir kaç yıl daha sürmesi bekleniyor. Üstelik bankaya karşı dava açan kişileri bir başka banka adeta VEBALI gibi görüyor.
ÇALIŞMA BAKANLIĞI GÖREVE
Çalışma Bakanlığı iş hayatının güvencesi ancak malesef Türkiye’de çalışanlar bu bakanlıktan güvenceyi bulamıyorlar. Bankalara tanınan sınırsız özgürlük Türkiye’yi köle pazarına çevirdi.
Onbinlerce okumuş eğitimli Türk vatandaşı yabancı sermayeye kul köle olabilir. Yeterki onlar kar etsin!
Böyle bir mantık böyle bir iş kanunu dünyanın hangi ülkesinde var?
Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli bankalara baktığımızda hepsinin Avrupa merkezli olduğunu görüyoruz.
Kendi ülkelerinde çalışanına karşı adeta kedi olan bu bankalar malesef ülkemize geldiği zaman aslan kesiliyor.
Onlara bu cesareti ve gücü elbette Türkiye işçi aleyhine olan yasalar ve “istidiğini yapabilirsin”diyen hükümetlerdir.
Türkiye’de bankacılığın kitabı yeniden yazılmalı.
Bu kitapta çalışma hayatı devletin güvencesi altına alınmalı.
Bir bankanın sırf tazminat vermemek için insan kaynaklarında kurduğu bu şantaj oyununa da son vermeli.
BDDK bankaların sadece bilançolarıyla değil bu yönüyle de ilgilenmeli. Özellikle adli bir sorun yoksa personel özlük bilgileri paylaşıma kesinlikle yasaklanmalı.
Aç personele 4 sanatçılı organizasyon!
Bankalar bunu hep yapıyor ! Yıl sonuna doğru , Aralık ayı gelmeden, bilanço kapanış dönemi yaklaşırken ya da yılın başında...