Mahmut saymaz, Türkiye’nin en eskiye borsacılardan. Borsanın kuruluşundan bu yana aracı, kurum sahibi ve yatırımcı.
Kısacası borsanın oluşumunda tuğla koyanlardan biri.
Mahmut Saymaz’ın bir videosu düştü sosyal medyaya.
Usta borsacı adeta isyan ediyor.
40 yıldır piyasanın içerisindeyim. Ben böyle bir şey görmedim. Ne alsak zarar ediyoruz. Ne alsak elimizde kalıyor.
Mahmut saymaz, borsanın büyük yatırımcılarından. Düşünebiliyor musunuz? Büyükler isyan ederse küçükler neler yapar?
Küçükler, Mahmut saymaz gibi. Bağırıp çağırmaz. Sadece kaderine razı olup için kaybettiği paraya ağlar üzülür.
Peki Mahmut saymaz neden isyan etti? Küçük yatırımcı neden için içine alıyor?
Bunun tek nedeni var. Mart ayından bu yana sürekli olarak düşen borsa.
Bir gün yükseliyorsa 10 gün düşüyor.
Birkaç hisse senedinin dışında neredeyse bütün hisseler düşüyor.
Türkiye’nin kredi notları artıyor, gri listeden çıkıyor, borsa yine düşüyor.
Borsanın düşüşünün tek nedeni var. Aslında bunu herkes biliyor. O da parasızlık. Yani bizim borsaya para girmiyor.
Mehmet Şimşek, bir buçuk yıldır görevde. Sürekli olarak para geldi. Gelecek beklentileri içerisine soktu ülkeyi.
Beklenen para bir türlü gelmedi.
Son dönemlerde Japon ev hanımlarından ve Londralı tefecilerden bir avuç dolar geldi.
O kadar. O da yüksek faize geldi. Yani borsaya tahvile gelmedi.
Dün merkez bankası istatistikleri açıklandı. Yabancılar hem tahvilde hem borsada satmış.
Yani para beklerken tam tersi Türkiye’den para gidiyor.
Başta borsacılar olmak üzere tüm ülke şunu kafasına çok iyi sokmalı, bu ülkeye para gelmez.
Mehmet Şimşek’in birkaç yaptığı şeyle bu ülke kalkılmaz.
Bu ülkeye kurumsal yatırımcı gelmez.
Nitekim gelmiyor da.
Gelmesi için önce bu ülkede hukuk reformunun yapılması lazım. Yani parasını bu ülkeye sokan yabancı kendini hukuk açısından güvende hissetmeli.
Politikacıların yabancılara bana güven demesiyle yabancı hareket etmez.
Özetle borsa birkaç gün tekrar yükselir ama haftalarca tekrar düşer.
Başta Mahmut abi olmak üzere birçok borsacı boşuna isyan edip ağlamasın.
İsyan edilmesi gereken bir durum var ise kendi oylarımızla bu saçma sapan nas politikasına onay vermiş olmamız.
Son, cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye’nin ne hale geldiğini gördük. Buna rağmen %52 ile verilen oy bana göre naz politikalarının onaylıdır.
Demokrasiyle yönetildiğimizi göre sesimizi çıkarmayız, kaderimize razı olmamız lazım.
Şimdi Brics’e üye oluyoruz hadi gözünüz aydın.
Batıdan bir adım daha uzaklaşıyoruz.
İnanmayan Brics ülkelerinin demokrasi ve hukuk endeksindeki yerine baksın.
İş Bankası’nda üst düzey atama
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu toplantısında, Başkent Kurumsal Şube Müdürü Mehmet Türk’ün, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na gerekli bildirimlerin yapılması...