Son zamanlarda faiz indirimi yönünde açık ya da örtük birçok mesaj verildi. Hükümet kanadı ve hükümeti destekleyen bir kısım medya özellikle büyüme ve istihdam vurgusunu öne çıkararak, düşük faiz çağrılarını sıklaştırdı. Sanayi çevreleri, yüksek finansman maliyetlerinden şikayet ederek TCMB’ye mesaj göndermeye çalıştı. Dar ve sabit gelirli kesim için de düşük faiz söylemi krediye, konuta erişim, ve ekonomik rahatlama beklentilerini doğurdu.
Ancak madalyonun öbür tarafında rasyonel merkez bankacılığı, küresel riskler, iç siyasi gelişmeler, kur baskısı ve açıklanmış enflasyon tahminleri vardı. TCMB, bu karmaşık ortamda “politik baskılar” ile “iktisadi gerçeklik” arasında bir denge kurmak zorundaydı. TCMB bu dengeyi kamuoyuna şirin gözükmenin sağlayacağı “kısa vadeli kazancı” değil, “uzun vadeli kazanımları” ön plana çıkararak kurdu. Bu bağlamda TCMB’nin bugünkü kararı, tam anlamıyla bir “baskı altında rasyonel tercih” örneği oldu.
İsrail-İran savaşının başlaması ile birlikte, enerji fiyatları ve küresel belirsizlikler tırmanışa geçti. Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için bu durum enflasyonist baskı demektir. Böyle bir ortamda faiz indirimi kur üzerindeki baskıyı artırır, enerji maliyetlerini katlar, halkın alım gücünü doğrudan etkiler. Diğer yanda, 30 Haziran’da görülecek CHP’ye kayyum davası, sadece siyasi değil, piyasa güveni açısından da önemli bir dönemeç. Böyle kritik bir iç gelişmenin arifesinde de TCMB’nin söz konusu gelişmeyi de dikkate alarak teknik ve bağımsız hareket etmesi piyasalar için verilmiş bir güven sinyali oldu.
Merkez Bankası’nın dünkü tercihi, bir zafer değil. Ama bir “mantıklı bir manevra” veya bir yandan enflasyonla savaşı sürdürebilmek için maliye politikasından takviye beklerken diğer yandan bulunduğu 46 rakımlı tepeyi tahkim etme çabası gibi değerlendirilebilir. Poltika faizini sabit tutmak belki kısa vadede TCMB’ye alkış getirmeyecek, hatta bazıları için soğuk duş etkisi yaratacak. Ama bu hamle kurun patlamasını, enflasyonun canlanmasını yatırımcının kaçmasını önleyebilir. Ve belki de en önemlisi: TCMB’nin hâlâ teknik bir akla sahip olduğunu gösterebilir.