Ahhh o koltuklar…
Geçmiş zaman olur ki…bir yazı yazmıştım . Bankalardaki “yapışkan koltuklar” başlıklıydı sanırım. Oturduğu koltuğa kalkmamacasına yapışanlar ve ne gerekiyorsa yapanlara dair. Milletin hakkını yiyip, hukukunu çiğneyip yine de rahat yatanlara dair. O yazının üzerinden iki üç yıl ya geçti ya geçmedi, koltuklar yerinde ama oturanlar bir bir değiştiler . “Gitmez bu artık…” denilen ne CEO’lar, ne GMY’ler gitti… En çok da IK’larda değişim oldu. Üstelik bazıları da daha yeni ödüller almıştı, “en iyi “ zamanlarıydı sözde … Ama gittiler . Bankacılar şimdi arkalarından bakıp bakıp “ kimler geldi… kimler geçti “ şarkısını söylüyorlar. Koltuklar kalıcı ama oturanlar gidici kısacası.
Bir koltuğa otururken sırtını kime yasladığın, kimden destek , güç aldığın da önemli tabii . Mümkünse kimseye dayanmadan, yaslanmadan dimdik oturacaksın koltuğunda. “Omurga” sağlığı önemli. O destek gittiğinde, koltukta oturanlar da uzun süre dayanamayıp kalkıyorlar haliyle… Bu kurumsal (!) koltuklar öyle rahat rahat yayılmalık , uzanmalık koltuklar değil belli ki…Kimseye zimmetlemiyorlar da üstelik. “ Allah aşkına, kendi evin gibi , rahat otur ..” diyorlar başta ama eve giderken yanında götürmene de izin vermiyorlar sonuçta…
KOLTUK SEÇİMİ
O yüzden evindeki koltuğunu iyi seçmeli insan. Evinde şöyle rahat, huzurlu bir koltuğu olmalı, uzanınca huzur bulmalı , hafiften uyuklamaya da müsait olmalı. Eşi, dostu geldiğinde de rahat rahat yayılarak oturmalı insan o koltuklarda .. şen şakrak sohbetler etmeli, çaylar, kahveler içmeli, filmler izlemeli… Öylesine geniş, yumuşak, sarıp, sarmalayan, bel desteği sunan, sırtını koruyan, kolları, kolçakları olan, rahat koltukları olmalı işte insanın evinde… tabii bir de başını yasladığında ona huzur verecek yumuşak bir yastık kadar rahat bir vicdanı …
Vaktiyle vicdanını evde bırakarak işine gidenler , eve döndüklerinde de o vicdanı yerinde bulamıyorlar genelde. Vicdanı (evde bir yerde) kaybedenlere ise onu bulmadan rahat, huzur yok. Geride bıraktıkları koltuklara çoktan birileri oturmuş, işler çoktan yoluna koyulmuş , arkadan ufak ufak dedikoduları yapılmış olarak evde otururken, vicdanları ile baş başa kalıveriyorlar. Başka kimse yok . Ne vaktiyle yüze gülenler , ne oturduğu koltuğa taptığa için önünde eğilenler ne de kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyip yalakalık edenler… Eminim rüyasında hala o eski , kurumsal koltuğunu görüp, özleyenler vardır. Koltuk sevdası öyle bir kara sevdadır çünkü, kolay unutulmaz, durup durup kendini hatırlatır hatta insanı uykusuz bırakır. Bu kara sevdaya yakalanmış, sevip de kavuşamamış ya da ayrı düşmüş kim varsa dileğim bu sevdadan bir an önce kurtulmaları. Bu sevdanın sonu yoktur çünkü. O kurumsal koltuklar şimdiye kadar kimseye yar olmadı, bu dan sonra da olmaz.
Bayram tatili geldi. Aldığı maaş yetmediği için artık eskisi gibi rahat rahat tatile gidemeyenlerin de dizini kırıp oturacağı yer evdeki koltukları . Herkese evindeki rahat koltuğunda, ailesine, annesine, babasına, çoluğuna, çocuğuna sarılarak geçireceği vicdanen huzurlu güzel bir bayram tatili dilerim.