Konut Konusunda Vatandaşla Dalga Geçmek!
Ulusal bir kanalda bir yayın izledim ve ulusal bir gazetede bir haber okudum.
Hem kulaklarıma hem de gözlerime inanamadım.
Yayında konuşan As Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sert şöyle dedi: 8-10 milyon TL’ye 100 m2 bir daire şu anda çok ucuz aslında…
Yanlış duymadınız, ÇOK UCUZ dedi!
Aslında niyeti başkaydı.
Maliyetlerden dolayı ucuzluktan bahsetti.
Basit bir bakış açısıyla ve sadece inşaat müteahhidi güdüsüyle konuştu.
Tespiti kısmen doğruydu… TL’deki reel değerlenmenin Dolarla yapılan maliyetler üzerindeki pozitif etkisinden ve yüksek finansman maliyetlerinden dolayı hazırdaki stokların fiyatlarının belirli bir süre daha korunacağını ifade etti.
Lakin gelecek için pek parlak düşünmüyor olduğu açık ki olası bir kur riskinin yeni yapılacak konutların maliyet bazlı fiyatlarını artıracağını beklediğini söyledi.
Ancak bir hususu atladı: ORTADAN KALKAN GELİR DAĞILIMI ADELETİNİ!
O yüzden kaymak tabaka durumundaki yüzde 20’ye söyledi, mal ucuz dedi; geri kalan 70 milyon dar gelirli ve fakir belli ki pazarın birer unsuru değil.
Gazetede beyanını okuduğum kişi ise Arsavev Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk.
Şöyle demiş: Piyasa hareketlendiğinde konut fiyatları 2 ila 3 kat artış görecek, reel olarak da yüzde 100 belki yüzde 150 artacakmış.
Aslında gene aynı şeyi es geçmiş Öztürk: ORTADAN KALKAN GELİR DAĞILIMI ADELETİNİ!
Ve tamamen sektöre yönelik popülist bir söylem içerisine girmiş.
Hedefine kaymak tabakayı oturtmuş.
Adeta müteahhit bolluğu yaşayan ve inşaat rantından nemalanmış bir iş dünyasına sahip olan ülkemizdeki YAPIŞKAN HALE GELMİŞ ERİŞİLEBİLİRLİK NOKSANLIĞI kendilerine sektörün uzmanı sıfatını yapıştıranlarca rafa kaldırılıyor.
İki seçenek var: Ya bilinçsiz ya da bilinçli olarak bu ifadeleri söylüyorlar.
Eğer bilinçsizce yapılıyorsa bu söylemler, maalesef bence söylemleri iktisadi ve finansal olarak bilimsel gerçekliklerden uzak.
Eğer bilinçli ise bence tamamen kendi sektörlerinin çıkarlarını önceliyorlar.
Çünkü yatırım önerisi yapıyorlar lakin manipülatif hava kokan bir çıkar çatışmasına sahipler!
Biri inşaatçı, diğer gayrimenkul geliştirmeci!
Veya bize ne 70 milyon dar gelirli ve fakirden, bizi sadece 16 milyon kişilik kaymak tabaka ilgilendirir anlayışındalar!
Türkiye’de konuta erişebilirlikte maalesef katı bir yapışkanlık oluşmuştur.
Türkiye’de maalesef en hayati konuların başında artık barınma krizi gelmektedir.
Türkiye’de maalesef 70 milyonun haline çözüm üretme gayreti göstermek yerine, uzmanlar (?) yatırım tavsiyesi adı altında konut pazarlamasıyla uğraşmaktadır.
Türkiye’de maalesef artık her şey 16 milyon kişi yani kaymak tabaka için konuşulur hale gelmiştir.
Kusura bakılmasın lakin uzmanlık böyle bir şey değildir!
Bu söylemler özellikle konut konusunda vatandaşla dalga geçmekle eşdeğerdir…
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN